Toplumsal yapının temel unsuru olan aile İslâm hukukunun düzenleme alanına giren önemli kurumsal yapılardan biridir. Zira aile, medeniyetin üzerine bina edildiği temeldir. Aile, hem şahısların hem de toplumların vazgeçemeyeceği, kendisi küçük fonksiyonu büyük sosyal bir kurumdur. Bunun için aile birliğinin kurulması ve bozulması her zaman toplumları ilgilendiren en önemli konulardan olmuştur. Nikâh akdi önemli sonuçlar doğurduğu gibi, bu akdin çözülmesi de bazı sonuçlar meydana getirmektedir. Dolayısıyla bütün hukuk düzenleri, kendi bünyeleri içinde taraflardan herhangi birinin mağdur olmaması için bu sonuçları da düzenlemiştir. Bunların en önemlilerinden biri de evlilik birliğinin sonlanması halinde kadının beklemesi gereken süre ve bu süreç içerisinde sahip olduğu iddet nafakası konusudur. Evliliğin sona ermesi halinde kadının başka biriyle evlenmeden önce beklemesi gereken süre, İslâm hukukunda iddet adıyla incelenmiştir. Bu süreç içerisinde iddet bekleyen kadının nafaka hakkının her durumda aynı olmayıp iddet esnasında evliliğin hükmi bağının ve kocanın velayetinin ne ölçüde devam ettiği hususu kadının nafaka hakkının çerçevesini belirlemektedir. Bu çalışma iddet, iddet halinde bulunan kadının nafaka hakkı ve nafakayı düşüren haller konuları üzerinde bilgi vermeyi hedeflemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 9 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 2 |
Düzce İlahiyat Dergisi, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.