Etkili bir söylem biçimi olan “sanat”,
türlerine özgün nitelikleriyle ortaya konulan eserin alımlayıcılarıyla kurduğu
iletişimde, duygulara dokunan bir yapıyla inşa edilmektedir. Dans, diğer pek
çok sanat türü gibi yüzyıllardır insan duygu ve düşüncelerini ortaya koyarken
kültürel kodlarla biçimlendirilmiş olsa da yerleşik fikirleri kırılmaya
uğratarak bireysel ve toplumsal bakışa yeni perspektifler açmıştır. Tıpkı
sinema filmlerinde izleyenin taşındığı yeni evrenlerin aşina olmadığımız anlatılarının,
biçimlendirilmiş görme ve algılama formlarımızı sekteye uğratarak kalıplaşmış
doğrularımızı sorgulamaya yönlendirdiği gibi. Dansın ortaya koyduğu anlamı farklı
sinematografik tercihlerle netleştiren ya da genişleten sinemada görünürleşen
bu özgün dil, güçlü bir iletişim aracı haline gelmektedir. Başka bir ifadeyle,
bu iki sanat formu bir arada kullanıldığında üst bir dil oluşturularak insan zihnine, duygularıyla dokunan çok daha etkili bir iletişim yolu
oluşmaktadır. Bu makalede sosyolojik çözümleme yöntemi kullanılarak “Chicago”
(2002) filmi üzerinden müzikal filmlerin dans sekanslarında ortaya konulan
söylem incelenmiş ve koreografi bütününde oluşturulan anlam üzerinde
durulmuştur. Bu sekanslardaki sinematografik yapının seyirciyle kurulan
iletişimde, ortak anlam inşa etme amacına yönelik kurgulanışı incelenmiştir.
As an effective form of discourse which is “Art”, established with the
original qualities of the types of the work that has emerged with receptive of
communication, are constructed with a structure that touched emotions. Dance,
like many other art forms for many centuries, even it puts human feelings and
thoughts are formed by cultural codes built-in individual and social
perspective, has opened new perspectives on ideas and breaking. Just like in
movies that moved the audience unfamiliar with the new narratives of the
universe, interrupted our formatted form of vision and perception led to
question of us to validate cliché. The meaning of the dance with different
cinematographic choices become apparent or that extends in the movie the
distinctive language is becoming a powerful communication tool. In other words,
a combination of these two art forms by creating a parent language, when used
of the human mind, in touch with emotions is much more effective comprises a
communication path. In this article using the method of sociological analysis
“Chicago” (2002) on film the musical dance sequences of the film examined the
discourse that has emerged and throughout the choreography focuses on the
meaning that is created. In these sequences the cinematographic structure
formed with the audience of communication, common sense for the purpose of
constructing editing is examined.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2017 |
Gönderilme Tarihi | 25 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 2 |