Hannah Arendt defends togetherness in the name
of building a joint world, world love (amor
mundi), and becoming-world despite the thought of humiliation of the world
and estrangement from world (contemptus
mundi). The dominant feature of modernism in Arendtian thinking is not
human's estrangement to himself/herself but his/her estrangement to the world.
This study examines the possibility of amor
mundi as a solution to the common violence language with reference to the
estrangement of people to the world and the reality via social media in today’s
society. Arendt relates two essential concepts, the expanded mindset and the
common sense, to the public sphere. Absence of the expanded mindset developed
by common sense and the vagueness of the distinction between public and private
space lead to violence. This study primarily addresses the distinction between
public and private space, which
Arendt relates to world love, the social media's potential as a public space,
and the nature ofpositive and negative violence. This study reveals whether
“Eksi Sozluk” which is a social media network is a public space and presents
that “Eksi Sozluk” uses the language of violence. For this purpose, a
phenomenological investigation of the social media lynchings on “Eksi Sozluk”
is carried out.
Hannah
Arendt, dünyayı aşağılama ve ondan uzaklaşma düşünüşüne (contemptus mundi) karşın, bir aradalığın ve ortak bir dünyanın
inşası adına “dünya sevgisi”ni (amor
mundi) ve dünyasallaşmayı savunur. Arendtçi düşüncede, modernitenin başat
özelliği insanın “kendine yabancılaşması” değil, “dünyaya yabancılaşması”dır.
Bu çalışma günümüz toplumunda sosyal medya aracılığıyla insanın içinde yaşadığı
dünya ve gerçekliğe yabancılaşmasından hareketle, yaygın şiddet diline karşılık
“amor mundi”nin çözüm olarak imkânını
sorgulayacaktır. Arendt’in kamusal alan ile ilişkilendirdiği iki önemli kavram
genişletilmiş zihniyet ve sağduyudur. Kamusal alanda sağduyu ile genişletilmiş
zihniyetin yokluğu ve kamusal alan ile özel alan arasındaki ayrımın muğlaklığı
şiddete yol açar. Bu çalışmada öncelikle Arendt’in “dünya sevgisi”yle
ilişkilendirdiği kamusal ve özel alan ayrımı üzerinde durulacak, sosyal
medyanın kamusal alan olma potansiyeli araştırılacak, olumlu ve olumsuz
şiddetin mahiyeti irdelenecektir. Çalışmada özellikle sosyal medya ağlarından Ekşi
Sözlük’ün kamusal alan oluşturup oluşturmadığı ortaya konulacak ve Ekşi
Sözlük’ün şiddet dilini kullandığı vurgulanacaktır. Bu amaçla sosyal medya
alanlarından Ekşi Sözlük’te şiddet dilinin bir yansıması olarak sosyal linçlerinfenomenolojik araştırması
yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 28 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 6 Sayı: 1 |