Öz
Uluslararası dünya sistemi meşruiyetini, diğerlerinden farklı olduğu iddiasına yaslanan “uluslar”ın her
birinin bir devleti olması gerektiği savından alır1. Bu sistemin sürekliliği de insanların sadece fiziksel, hukuksal ya da siyasal olarak değil, temelde zihinsel düzeyde bir ulusa ait diğer ulusların mensuplarından da farklı
olduklarına ikna edilmelerine bağlıdır. Milliyetçilik –siyaset bilimi literatüründe yaygın kabul gören bir
yaklaşımla- modernite düşüncesi ile birlikte ortaya çıkan ve amacı ulus-devletin iktidarına milli kimlik inşası
yoluyla meşruiyet kazandırmak olan bir ideolojidir. Milli kimlik kişinin adı kadar doğal, onun kadar unutulmaz
bir kimliklenme biçimi olmak zorundadır. Bu nedenledir ki milliyetçilik sadece aşırı ve militan anlamda siyasal
bir düşünüş biçimi olarak ele alınamaz. Ulus olma fikrinin sorgulanmadan kabul edilmesini sağlayan, ulusu
olmadığı halde var eden her temsil biçimi, her pratik milliyetçilik bağlamında ele alınabilir.
Bu çalışma milliyetçiliğin gazeteler aracılığıyla kimlik inşa etme sürecini sergileme amacı gütmektedir.
Gazetelerin kriz dönemlerinde atağa kalkan milli birlik temasını oluşturma biçimleri, stratejileri Van Dijk’ın
ideolojik kategorileri yardımı ile analiz edilmiştir. İngiliz Konsolosluğu’nun ve HSBC Bankası’nın
bombalanması olaylarının 21 Kasım 2003’e ait yedi gazetede (Hürriyet, Milliyet, Sabah, Cumhuriyet, Vakit,
Zaman) nasıl yer aldığı, haber söylemlerinin nasıl kurulduğu incelenmiştir.