Ulusların varsıllığı, gönenci, iç ve dış barışı bilgi ve bilgiye erişim devrimi basamağındaki konumu ile yakından bağlantılıdır. Daha fazla bilgi, beceri ve öğrenme kapasitesine sahip olan toplumlar, yaşam boyu olağanüstü bir ekonomik doyuma ve yaşam düzeyine ulaşırken, bu ölçütlerin uzağında olan toplumlar umarsızlık ve yalnızlık içinde, yoksulluk ve yoksunluk çukurunda debelenmeye tutsaktır. Bu nedenle gelişmiş ekonomiler, eğitimi siyasal ve toplumsal önceliklerinin ilk sırasına koyarak, çağcıl uygarlık düzeylerini korumak ve geliştirmek çabasındadırlar. Bu ülkelerde eğitim ve öğrenim hakkı Anayasa ve yasalarda bir insan hakkı olarak yer alırken, aynı zamanda hak sahibi yurttaşa da görev olarak yüklenmiş durumdadır. Okul öncesinden başlayarak hak ve görev kapsamına giren bu süreç, günümüzde yükseköğretimi da kapsar olmuştur. Bilgili, becerili ve özgüven sahibi, öğrenme kapasitesi yüksek insanların nitel ve nicel ağırlığı özellikle yükseköğretim sistemine bağlıdır. Küreselleşen ve küreselleştikçe de karmaşıklaşan dünyamızda özgüvene sahip ve girişimci bireyler olabilmek, entelektüel bir savaşımı ve uğraşı gerektirmekte ve dayatmaktadır. Bu ise, eğitim-öğretim sisteminin, özellikle de yükseköğretim sisteminin bu ortamı sağlayacak özgürlük ve serbestlik iklimine sahip olmasını gerektirmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi Politik Teorisi |
Bölüm | Tartışma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Ekim 2025 |
Gönderilme Tarihi | 5 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 23 Ağustos 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 22 Sayı: 85-86 |