Çalışmamızda göstermeye çalıştığımız üzere grup davası kavramının Türk hukukuna girmek üzere olması tesadüfî değildir. Çünkü tüm dünyada eğilim kollektif hukuki himayenin önündeki engelleri kaldırmaya yöneliktir. HMK Tasarısı yasalaşırsa grup davası Türk hukukuna şimdilik sadece kavramsal olarak girecektir. Tasarı ile Anglo-Sakson hukuk sistemindeki uygu-lama şekli ile grup davasının Türk hukukuna girmesi söz konusu değildir. Yeni düzenleme yasalaşırsa ilgililer, haklarının tespiti, hukuka aykırı durumun giderilmesi yahut gelecekteki haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi konusunda dava açabilecekler, ancak tazminat davası açamayacaklardır. Düzenlemede tazminat davası açma hakkının olmaması önemli bir eksikliktir. Bilindiği gibi men davası geleceğe yönelik hukuka aykırı bir durumu önleme amacı taşırken, bir edim davası ile geçmişte yaşanmış ve bir zarara neden olmuş hukuka aykırı bir durumun giderilmesi amaçlanmaktadır. İlgili tüzel kişilere tazminat davası açma hakkı verilmesinin hukuka aykırı fiil işleyen gerçek ve tüzel kişiler için caydırıcı bir karakter taşıyacağı öngörülebilir. Bu durumda zararın düşük olması veya hukuki süreci başlatma konusunda yeteri kadar bilgisi bulunmaması gibi nedenlerle tazminat davası açmayacak kişiler de ilgili tüzel kişiler tarafından temsil edilerek haklarını arayabileceklerdir. Tam da bu nedenle dünyadaki eğilimin kollektif hukuki himayenin önündeki engelleri kaldırma yönünde olduğunu hatırlatmak ye-rinde olacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2009 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: XIII Sayı: 3-4 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.