Fıkıh ya da İslam hukuku yukarıda bahsedilen üç temel ekol üzerinde gelişmiştir. Bunlardan füruu fıkıh ekolü, insan hayatını düzenleyen hükümleri ele alırken; usulü fıkıh ekolü bu hükümlerin naslardan çıkarılmasında kullanılan kuralları inceler. Küllî kaideler ekolü ise naslardan çıkarılan hükümlerin ortak yönlerinden hareketle tespit edilen kurallar üzerinde durur. Böylece hukuk, söz konusu üç ekolden oluşan sütunlar üzerinde yükselmiş olmaktadır. Bu üç ekolün meydana çıkma zamanları farklılık göstermiştir. Füruu fıkıh Hz. Peygamber ve sahabe döneminden itibaren var olmuş ve tabiin ve tebe-i tabiin dönemlerinde çeşitli mezheplerin ortaya çıkmaya başlaması ile gelişme sürecini devam ettirmiştir. Usulü fıkıh kaideleri ise füruu fıkıhtan sonra ve ilk olarak İmam Şafii tarafından tespit edilmiştir. Külli kaideler ise mezhepler tarafından fıkhın tedvin edilmeye başlanmasından sonra, yani hicri 4. asırda belirlenebilmiştir. Külli kaideler ekolü, hukukun soyut metotla belirlenmiş kurallarından oluşmaktadır. Özellikle Hanefi mezhebinde yazılan fıkıh kitaplarının çoğunluğu kazuistik metotla kaleme alınmıştır. Bu kitaplarda insan hayatında rastlanan ve rastlanması muhtemel olan çok sayıda meseleler ele alınmış ve haklarında hükümler verilmiştir. Kazuistik metodun faydaları bulunmakla birlikte, hukuk eğitiminde soyut metodun kullanıldığı külli kaideler ekolünün daha tesirli olduğu açıktır. Tümdengelim metodu da denilebilecek olan külli kaidelerde önce kurallar ortaya koyulmakta, daha sonra ilgili örneklere yer verilmektedir. Böylece hukuk konularının öğrenilmesi son derece kolaylaşmaktadır. Buna karşılık tümevarım metodu da denilebilecek kazuistik (meseleci) sistemde uçsuz bucaksız örneklerin kavranılması ve öğrenilmesi son derece zorlaşmaktadır. Külli kaideler ekolü, son dönemlerde görülen kanunlaştırma faaliyetlerine de faydalı olmuştur. Asırlarca önce tespit edilen külli kaideler son dönemlerde hazırlanan kanunlarda kolaylıkla ve hemen hemen hiç değiştirilmeden kanun maddesi haline getirilmiştir. Mesela Mecelle’nin 2-100. maddeleri külli kaidelerle ilgili kitaplardan tercüme edilerek hazırlanmıştır. Kısacası külli kaideler ekolü, füru fıkıh ve usulü fıkıh ekolleri kadar gelişmemiş olsa da onları tamamlayan ve hukuku öğrenmeyi kolaylaştıran kurallardan oluşması yönüyle son derece önemlidir. Ayrıca somuttan soyut metoda doğru gelişen hukuk ilmi ile de paralellik arzetmektedir.
ZÂBIT EŞBAH VE’N-NEZAİR KAİDE VE PRENSİP KAİDE VE NAZARİYE USUL-Ü FIKIH
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2007 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: XI Sayı: 1-2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.