Günümüz ceza muhakemesi hukukunda sanık bir “süje” olarak kabul edilmiştir ve bu nedenledir ki sanığa birtakım haklar tanınmıştır. Bütün bu hakların temelinde aynı felsefe yatmaktadır: “Adil bir yargılanma sonucunda verilecek hüküm kesinleşinceye kadar sanığın masum olduğu varsayımı”. Bu varsayım kabul edilmeden adil bir yargılanmadan söz etmek mümkün olmayacak, sanığın geçici statüsü gereği sahip olduğu haklan “kullanabilme imkânı” ortadan kalkacaktır. Bu önemi nedeniyledir ki, AİHS1 sisteminde, bir yandan, karine Sözleşmenin “Adil yargılanma hakkı”nı düzenleyen 6. maddesinin eksenine (2. fıkraya) oturtulmuş; diğer yandan da, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesinin yarattığı içtihadi standartlarla, karinenin içinin doldurulmasına, soyut bir kural olmaktan çıkıp “etkin” hale getirilmesine çalışılmıştır. Bu nedenle, çalışmamızda masumiyet karinesi salt AİHS m.6/2’deki kural olarak değil, doğurduğu sonuçlar ile birlikte, AİHM içti hadi arı ışığında ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2005 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: IX Sayı: 1-2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.