Karşılıklı edimleri içeren (sinallagmatik = tam iki taraflı) sözleşmelerden biri olan sigorta sözleşmesinde* 1, sigorta ettirenin asıl borcu prim ödemek, sigortacının asıl borcu ise sigorta himayesini üzerine almaktır. Bunun yanısıra kanun özellikle sigorta ettirene bizim ödev olarak isimlendirmiş olduğumuz2 ihbar ödevleri, muayene ettirme ödevi gibi bir takım ek yükümlülükler de yüklemektedir3. İşte, gerek Türk ve gerekse Alman özel sigorta hukuklarında, zarar sigortalarına ilişkin olarak getirilen sigorta ettirenin kanunla düzenlenmiş ödevlerinden biri de konumuzu oluşturan kurtarma ödevidir. Riziko gerçekleşirken (veya gerçekleşme olasılığı çok yakın iken) sigorta ettirenin sigorta menfaatini korumak için alması gereken önlemler olarak tanımlayabileceğimiz kurtarma ödevi, özel sigorta kurumunun tarihsel gelişiminin en başından beri var olmuş ve varlığı o kadar doğal kabul edilmiştir ki, kimi sigorta sözleşmelerinde bu konuda özel düzenlemeler öngörülmesine bile ihtiyaç duyulmamıştır4. Alman sigorta sözleşmesi hukukunda sigorta ettirenin bu ödevi genel olarak WG.§ 62, 63 hükümlerinde düzenlenmiştir. Söz konusu bu düzenlemeler, yangın sigortası, bina sigortası, taşıma sigortası, özel hastalık sigortası, mali mesuliyet sigortası, hukuki koruma sigortası gibi tüm zarar sigortalan açısından geçerlidir. Zarar sigortası türünün aktif veya pasif olmasının, bu ödevin varlığını koruması yönünde herhangi bir önemi yoktur5. Yani gerek aktif ve gerekse pasif zarar sigortalarında sigorta ettirenin kurtarma ödevi yürürlüktedir6. Alman hukukunda VVG.§ 62 ve 63*deki düzenlemelerle7 * TTK. m. 1293 hükmünün hayat sigortalarında uygulama alanı yoktur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2005 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: IX Sayı: 1-2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.