Hukuki işlemlerin yargı denetimi aşamasında olduğu kadar, bu işlemlerin oluşumları aşamasında da izlenecek usullerin önceden belirlenmiş ve bilinebilir olması, hukuki belirlilik ve güvenliğin “olmazsa olmaz” parçasıdır. Konunun birinci boyutunu oluşturan idari usul konusu, Avrupa ülkeleri iç hukuklarında ve diğer yandan AB mevzuatına uyumlaştırma çerçevesinde İdare Hukukunun gündemindeki önemli konular arasında yer almaktadır. Ülkemizde de konunun bu boyutu bakımından önem ve gerekliliğine farklı akademik çalışmalarda öteden beri dikkat çekilmiş* 1, mevzuat içerisnde düzenlenmesi zorunluluğuna dair onlarca farklı gerekçe gösterilmiştir2. İdari usul yanında, Yargının izleyeceği usullerin de ortak bir düzenlemede toplanması, hukuk güvenliği ve belirlilik açısından oldukça önemlidir. Ülkemiz bakımından, idari yargı usulünün, en azından 1983 yılından bu yana İdari Yargılama Usulü Kanunuyla modem bir tarzda belirlenmeye çalışıldığı bilinmektedir. Ülkemizde, İdare Hukuku alanında Fransız ve Alman uygulamaları bilinmekle birlikte, diğer Batı Avrupa ülkelerine ilişkin İdare Hukuku mevzuatı hakkında yeterli bilgiye ulaşılamamaktadır. Hollanda idare hukuku da hakkında en az bilgiye sahip olunan ülke hukuklarından birisidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2005 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: IX Sayı: 3-4 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.