Yaygın bir kanı ile başlayalım. Eğer siz yirmi hukukçunun her birinden hukuku tanımlamalarını isterseniz kuşkusuz en az yirmi hatta daha fazla tanımı almanız olasıdır. Bunun birinci nedeni hukukçuların hukuk bilimine (jurisprudence)l olan güvensizliği veya ilgisizliğidir. Bu teorik anlaşmazlığa karşın, hukuk bilimine ilişkin tanımları farklı olsa bile, çalıştıkları ve düşündükleri yöntemde bir çok ortak noktaları vardır ve bu yöntemle çalışmak zorundadırlar. Bir kere herhangi bir hukukçu kendi işlevinin belirli tip sorulara yanıt vermek olduğunu düşünür. İkincisi bir hukukçu ister marksist ister pozitivist olsun veya hukuk felsefesini benimsemesin farketmez, belirli tip sorulara yanıt ararken veya yasaları ya da adli kararları araştırırken benzer kaynakları kullanmak zorundadır. Son olarak, bir hukukçu bu kaynaklarla sorulan sorulara doğru bir yanıt verebilmek için belirli bir yöntem dahilinde akıl yürütebileceğini ve yürütmek zorunda olduğunu düşünür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Çeviriler |
Yazarlar | |
Çevirmenler | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 1997 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 1997 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1997 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.