Uluslararası Adalet Divanı Statüsü’nün 38. maddesinde Divan’ın önüne gelen uyuşmazlıkların çözümünde başvurabileceği kaynaklardan biri olarak üçüncü sırada “medeni milletlerce kabul edilmiş genel hukuk ilkeleri”ne yer verilmiştir. Estoppel ilkesi de bir tarafın kendi çelişkili davranışından yararlanmasını önlemeyi amaçlayarak, uluslararası ilişkilerde tutarlılığı, istikrarı, güveni korumayı sağlamaya hizmet eden bir genel hukuk ilkesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İyi niyet, hakkaniyet, ahde vefa (söze bağlılık) gibi diğer bazı ilkelerle yakından bağı olan ilke Anglo-Sakson hukuk sistemi kapsamında geliştirilmiş ve daha sonra uluslararası hukukta uygulanabilir hale gelmiş ve dünya çapında da çeşitli hukuk sistemlerinde benimsenmiştir. İlke, bir devletin ortaya koyduğu bir beyana veya takındığı tutuma diğer devletin güvenerek bir pozisyon almasına ve bu durumdan diğer devletin kendisi lehine bir avantaj ya da fayda sağlamasına sebep olduktan sonra bu beyan veya tutuma aykırı davranmasının engellenmesini ifade eder. Bu makale, uluslararası hukuk bağlamında estoppel ilkesinin ulusal hukuktan farklı şekilde uygulandığını vurgulayarak Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve Uluslararası Sürekli Adalet Divanı’nın (USAD) çeşitli içtihatları ışığında uluslararası estoppelin oluşabilmesi için gerekli olan unsurları ele almakta ve bu mahkemelerin estoppel ilkesini uygularken ne derece tutarlı davrandığını ortaya koymaya çalışmakta ve bu ilkenin uygulamadaki sorunlu alanlarını tespit ederek çözüm önerisi sunmaktadır.
estoppel principle international law Anglo-Saxon law common law declaration acquiescence reliance
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 16 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 28 Sayı: 2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.