Nemo tenetur ilkesinin idare hukukunda, vergi hukukunda ve hukuk davalarında uygulanmasına ilişkin görüşler olmakla birlikte ortaya çıkış nedenleri ceza hukukunda kişinin kendini suçlamaktan korunması olduğundan bu hak daha çok ceza hukukuna ilişkin bir yaptırım söz konusu olduğunda gündeme gelmektedir. Vergi kaçakçılığı suçlarından defter ve belgeleri gizleme suçunun yaptırımı ise, ceza hukukunun kapsamına giren hürriyeti bağlayıcı cezadır. Vergi kaçakçılığı suçlarından defter ve belgeleri gizleme suçuna ilişkin yaptırımın idari nitelikte bir yaptırım olması halinde nemo tenetur ilkesine başvurulmasının engellenip engellenemeyeceğinin ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu bakımdan defter ve belgeleri gizleme suçuna yönelik öngörülebilecek yaptırım türlerinin nemo tenetur ilkesinin kullanımını engelleyip engellemediği ve hangi yaptırım türünün belirlenmesinin daha doğru olduğunun tartışılması gerekmektedir. Bu bağlamda öncelikle nemo tenetur ilkesi açılanacak, daha sonra vergi kaçakçılığı suçlarında nemo tenetur ilkesinin neden diğer suçlardan faklı değerlendirmeye tabi tutulduğundan bahsedilecek ve nemo tenetur ilkesinin geçerliliğine ilişkin görüşler belirtilecek, son olarak adli ve idari yaptırım türleri incelenerek bunlardan birinin tercih edilmesi halinde nemo tenetur ilkesinin nasıl etkileneceği değerlendirilecektir.
Nemo tenetur ilkesi vergi kaçakçılığı suçu defter ve belgeleri gizleme suçu adli yaptırım hürriyeti bağlayıcı ceza idari yaptırım idari ceza.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 28 Sayı: 2 |
Bu Eser Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.