Turkey is one of the countries subjected to the intense erosion in the World. According to the data, at least more than 50 per cent o f the total land of Turkey has been prevailed to the soil and the parent material erosion of several types.
The amount of total suspense sediments transported by the rivers are about 380 million tons / year. Europe is 13 times bigger than Turkey and the yearly transported sediments are nearly 320 million tons. The annually average sediment yields of the watershed area o f Turkey is more than 600 tons/km2 or 1600 tons/mi2. This figure is very high when compared to the other countries and continents of the World. Namely the measured and estimated sediment yields o f the contitents such as Africa, Europe and Australia appear to be very low, averaging 70, 90 and 115 tons per square mile/each year, respectively. North America has the lowest with 160 tons per square mile; South America is a moderate sediment producer with 245, and the highest producer o f sediment is Asia with 1530 tons/ mi2. These data clearly indicates that severe or intense erosion, transportation and sedimantation events have been continuing in Turkey.
This article has been prepared in order to explain the erosion, transportation and modem sedimantation in Turkey.
Türkiye, aşınma, taşınma ve birikme olaylarının en şiddetli olarak hüküm sürdüğü ülkelerin başında gelmektedir. Nitekim, ülkemiz arazisinin en az yarısında çeşitli derecede erozyon aktif halde devam etmekte ve akarsularımız Vasıtasıyla bir yılda ortalama olarak taşınan yüzer haldeki katı madde miktarı en az 380 milyon tonun üzerindedir.
I— EROZYONU OLUŞTURAN FAKTÖRLER
Türkiye’de erozyonu oluşturan belli başlı faktörler şunlardır:
1- Yanlış arazi kullanma: Arazi kabiliyet sınıflarına göre ülkemizde tarıma uygun olan I., II., III. ve IV. sınıf araziler 26 374 593 hektar olup, ülkemiz yüzölçümünün % 34.6 sını oluşturmaktadır. Oysa ülkemizde tarıma uygun olmayan
V., VI, ve VII. sınıf arazilerde tarım yapılmaktadır, bu arazilerin toplamı 6 111 176 ha. olup, ülkemiz arazisinin % 12 sini oluşturmaktadır. Tarıma uygun olan ve fakat su ve toprak koruma tedbirleri alınması gerekli arazilerde de yeterli tedbir alınmamaktadır.
2- Aşırı hayvan otlatma: Devlet İstatistik Enstitüsünün 1979 verilerine göre ülkemizde 83.6 milyon hayvan bulunmaktadır, bu hayvanların yaklaşık olarak % 55 ini koyun, % 24 ünü keçi, geriye kalanı büyük baş hayvanlar teşkil etmektedir. Ülkemizde bir büyük baş hayvan birimine düşen otlak alanı ise 0.86 hektar civarındadır. Oysa normal şartlar altında bir büyük baş hayvana 2 hektara yakın otlak alanı gereklidir. Bu duruma göre, ülkemizde otlakların ot verim kapasitesinin en az iki-üç misli üzerinde hayvan otlatılmaktadır.
3- Doğal bitki örtüsünün tahribi: Ülkemizde orman yangını, tarla açma, usulsüz Ve kaç kesimler sonucunda doğal orman alanlarımız devamlı olarak gerilemiştir. Örnek olarak 1950-1980 yılları arasında çıkan orman yangınları sonucunda 1 238 494 hektar orman alanı yanmıştır, başka bir ifade ile ormanlarımızın % 6 kadarı orman yangınları ile yok olmuştur. 1943-1976 yılları arasında ağaçlandırma yapılan alan ise 513 498 hektardır. Bu duruma göre, yan ınla kaybettiğimiz ormanlar, ağaçlandırma ile yerine getirilememiştir.
4- Topoğrafik faktörler: Ülkemiz arazisinin % 80’inde eğim, % 8 den, % 46 sında eğim % 40 dan fazladır. Eğimin fazlalığı, yüzeysel akışa geçen sularla Ve yağmur damlası erozyonu ile toprakların aşınmasını kolaylaştırmıştır.
5- Bitki örtüsü faktörleri: Türkiye’nin ekolojik koşulları dikkate alındığında ülkemizin % 70’inin ormanlarla kaplı olması gerekmektedir. Oysa, çalı halinde olan bozuk koru ve baltalık alinde olan orman alanlarımızda dahil tüm ormanlar, ülkemiz yüzölçümünün % 27 sini kaplamaktadır. Erozyonlaşmada, toprak ve topoğrafyanın yanın menfi etkilerini dengeye getiren orman örtüsünün tahribi aşınmanın artmasına sebep olmuştur.
6- Ana materyal faktörleri: Ülkemizde jeolojik temeli oluşturan çeşitli ana materyallerin aşınmağa karşı az direnç göstermesi, erozyonun şiddetlenmesini sağlamıştır. Nitekim, doğal Vejetasyon örtüsünün tahrip edildiği Neojen, Pliyo-kuvaterner kumlu-milli depolan, Kretase ve Eosen ilişleri, tuzlu, alkali ve jipsli evaporit kökenli depolar ile Volkanik kum ve tüflerin bulunduğu alanlar, aşınmanın şiddetli ve aktif olarak devam ettiği birinci derecede erozyona uğramış ve uğrayan alanları oluşturmaktadır; bunu kireçli kumtaşları, çimentosu zayıf konglomera ve aglomeralar ve ofiyolitler (yeşil kayalar) takip etmektedir. Üçüncü derecede aşınmağa uğrayan arazilerimizi, hafif metamorfik şistler özellikle fillat ve kloritli-serizitli şistleıırr den ibaret yapılar oluşturmaktadır. Aşınmağa karşı direçli olan arazileri ise gnays, mikaşist, kuvarsit şist gibi kuvvetli metamorfikler ile kristalize kireçtaşları meydana getirmektedir.
7- İklim faktörleri: Türkiye’de erozif potansiyeli yüksek olan yağışlar, Akdeniz bölgemizde düşmektedir; bunu Karadeniz, Ege, Trakya-Marmara, Güneydoğu, Orta Ve Doğu Anadolu’daki yağışlar takip etmektedir. Yıl içinde haziran Ve mayıs ayında düşen yağmurların aşındırma gücü fazladır. Akdeniz ve Karadeniz bölgesinin bitki örtüsünden mahrum eğimli yamaçlara düşen yağışlar, erozyonu şiddetlendirmekte ve sellerin meydana gelmesine sebep olmaktadır.
II- TAŞINMA VE BİRİKME DURUMU
Ülkemizde çok şiddetli olarak devam eden erozyonun doğal sonucu olarak akarsular ve seller tarafından çok aşırı katı malzeme taşınmakta ve özellikle sellerin yayıldığı alanlarda da birikme olayları çok hızlı şekilde devam etmektedir. Nitekim, genel bir değerlendirme ile, akarsularımız tarafından taşman en az 380 milyon ton olan süspanse yükün 128 milyon tonu Karadeniz, 45 milyon tonu Ege, 40 milyon tonu Akdeniz, 10 milyon tonu Marmara denizine, geriye kalanı ise komşu ülke topraklarına, göl havzalarımızı ve kapalı havzalara taşınmakta ve birikmektedir. Tortum gölü rezervuarına bir yıla taşman süspanse madde 2.5 milyon ton kadardır. Belli başlı akarsu havzalarımızın yıllık ortalama sediment verimi ton/km2 olarak şöyledir: Dicle 1085, Kızılırmak 929, Ceyhan 992, Yeşilırmak 1521, Tortum 2536.
Bütün Türkiye sathı dikkate alındığında ortalama olarak bir yılda bir km2 lik alandan taşınan malzeme miktarı 600 tonun üzerindedir. Türkiye’nin genel erozyon durumu Ve akarsularda taşman malzeme miktarı dikkate alındığında ülkemizde toprak aşınmasında çok jeolojik yapı veya ana madde aşınması ve taşınması hüküm sürmektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 1984 |
Gönderilme Tarihi | 14 Temmuz 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1984 Cilt: 2 Sayı: 1 |