The sense of trust is old as humanity. It is a feature that all beings need from a person to community. One might feel the need of a safe shelter to survive and a community desires a safe environment to live in. As communities create borders to defend themselves from outside threats, they also tend to create rules to hold for their social beings. In this context books are written and theories are establised for confident society. In all pages of history, rules created by religions and communities in order to protect divine values. Any action to exterminte or violate these fundemental rights are forbidden in any religion. Islam has important principles on community safety where it defends establishment ideal community with these principbles. These principles enables people from different religious culture and tradition to live in harmony. Sincirity, fraternity, equality and justice are values Muhammed (pbuh) reflected as order of Islam which lead a turst and confidence in community. Any other moral teachings will prevail as long as these principles are part of life in communities. One can not refer to distrust in a community where members are sincere to each other and build their relations on fraternity. In those succesfull communities justice and equality will cover all aspects of life.
Güven duygusu insanlık ile var olan bir duygudur. Fertten
başlayarak topluma kadar herkesin ihtiyaç duyduğu önemli bir olgudur güven.
Kişi yaşamak için güvenli bir sığınağa sahip olmak isterken, toplumlar da
varlıklarının devamı için güvenli bir ortam isterler. Toplumlar dışarıdan
gelecek olan tehlikelere karşı kendilerini korumak için sınırlar oluşturuyorsa,
sosyal varlıklarını devam ettirmek için de kurallar oluşturmaktadırlar. Bu
bağlamda kitaplar yazılmakta, güven toplumu oluşturmak için teoriler
oluşturulmaktadır. Tarihin her döneminde dinler ve toplumların oluşturduğu
yasalar, toplumsal güvenin sağlanması için dokunulmaz kabul edilen değerleri
koruma altına almaktadır. Dokunulmaz olarak kabul edilen temel hakları ortadan
kaldıracak veya kısıtlayacak davranışlar hemen her inanç tarafından
yasaklanmaktadır. Toplumsal güven ile ilgili İslam önemli ilkeler getirmekte,
ideal toplumun bu ilkeler bağlı kalmasıyla oluşacağını savunmaktadır. Bu
ilkeler farklı dini gelenek ve kültürlere mensup kişileri, farklılıklarını
koruyarak bir arada barış ve güven içinde yaşatmaktadır. İslam’ın emrettiği ve
Hz. Peygamber’in hayata yansıttığı bu ilkelerden samimiyet, kardeşlik, adalet
ve müsavat hayata yansıtıldığında toplumda güven ve itimat esas olacaktır. Bu
esasların hayatın bir parçası olduğu toplumlarda diğer ahlaki öğretiler
kendisine her zaman yer bulacaktır. Fertlerin birbirine samimi davrandığı,
ilişkileri kardeşlik esasına dayalı olduğu bir toplumda güvensizlikten söz
edilemez. Bu toplumda adalet ve müsavatta hayatın her alanına hâkim olur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 1 |