Kadınların “zayıf, kırılgan ve duygusal”; erkeklerin ise “güçlü, dayanıklı ve rasyonel” olarak tanımlandığı toplumsal cinsiyet kabulleri, emek piyasasında kadınların ikincil konumunu beslemektedir. Bu kabuller, kadınların işgücüne ve istihdama katılımını olumsuz yönde etkileyerek toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretilmesine katkıda bulunmaktadır. Mühendislik alanı, özellikle makine, bilgisayar ve inşaat gibi teknik dallar, bu söylemlerin en görünür olduğu meslek grupları arasındadır. Genç kadınlar, üniversitelerin mühendislik bölümlerine erkeklerle eşit başarıyla girmelerine ve kimi zaman daha yüksek notlarla mezun olmalarına rağmen, iş yaşamında bu başarılarının karşılığını görememektedir. Kadın mühendisler ya masa başı ve düşük statülü görevleri kabul etmekte ya meslek dışına yönelmekte ya da tamamen ev içine çekilerek geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini benimsemektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de giderek otoriterleşen rejime paralel olarak yükselen ve toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan siyasi söylemleri değerlendirmek ve bunların emek piyasası, kadın istihdamı ve mühendislik alanlarındaki ayrımcı yansımalarına dikkat çekmektir.
mühendislik ve toplumsal cinsiyet cinsiyet temelli mesleki ayrışma toplumsal cinsiyet eşitliği toplumsal cinsiyet adaleti ayrımcı söylem
Bu çalışmanın tüm süreçlerinin araştırma ve yayın etiğine uygun olduğunu, etik kurallara ve bilimsel atıf gösterme ilkelerine uyduğumu beyan ederim.
Yok
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Çalışma Sosyolojisi, Kadın Araştırmaları |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 22 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 16 Sayı: 27 |