İstanbul şehri var olduğundan beri çeşitli medeniyetlere kucak açmış, kozmopolit bir mekandır. Önemli ticaret yollarının bir ucu bu şehre dayanmaktadır. Bu sebeple ekonomisi gelişmiş devamlı canlı para akışı sağlanmaktadır. Zenginliğin olması ile sanat, mimari açıdan da şehir gelişmiştir. Hâl böyle olunca devletler İstanbul’u hep kendi hakimiyetleri altında bulundurmak için uğraşmışlardır. Osmanlı Devleti de bu amaçla şehri 1453 yılında fethetmiştir. Fetihten hemen sonra burayı başkent yapmış şehir gelişerek zamanla Türk İslam medeniyetine bürünmüştür. Şehrin hatta bir ülkenin ayakta kalabilmesi için ihtiyaç olan şey insanların karnının doyurulmasıdır. Osmanlılar da bunun bilincinde olup tüm topraklarında, halkına ve askeri erkine iaşe sağlamayı devlet politikasının en üst seviyesine koymaktadır. Bunu yaparken de en çok İstanbul’un iaşesine önem vermektedir. Bu çalışmaya başlanmadan önce Ahmet Uzun’un iaşe konusundaki çalışmaları incelenmiş, edinilen bilgiler Lütfi Güçer’in ‘XVI- XVII. Asırda Osmanlı İmparatorluğu’nda Hububat Meselesi ve Hububattan Alınan Vergiler’ adlı kitabı ile desteklenmiştir. Daha sonra Osmanlı Devleti’nde ekonomik durumu içerisinde barındıran çeşitli sosyo ekonomik kitaplar okunarak çalışma zenginleştirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2021 |
Kabul Tarihi | 30 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 5 Sayı: 1 |