Öz
Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan Cumhuriyeti’nin egemenliği altında bulunduğu, gerek Alma Ata Deklarasyonu çerçevesinde, gerek Azerbaycan ile Ermenistan’ın Birleşmiş Milletler’e üyeliklerinin incelenmesi kapsamında itirazsız kabul edilmiştir. BM Güvenlik Konseyi’nin 1993 yılında kabul ettiği dört karar da aynı yaklaşımı benimseyerek, Dağlık Karabağ uyuşmazlığının Azerbaycan’ın ülke bütünlüğü ve sınırlarının dokunulmazlığı ilkelerine uygun biçimde çözümlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Bu konuda, önerilerde bulunmak üzere, 1996’da AGİT çerçevesinde oluşturulan Minsk Grubu, 1998’den itibaren self-determinasyon formülü üzerine odaklanmıştır. Ancak, bir devletin egemenliği ve ülke bütünlüğü ile bağlantılı olan ve ayrıca, sömürge statüsünde olmayan Dağlık Karabağ açısından bir uyuşmazlıkta, BM Genel Kurulu’nun sömürge rejimlerinin sona erdirilmesine ilişkin 1514(XV) sayılı Bildirisi’nin uygulanması hukuken mümkün değildir.
Ayrıca, yaygın insan hakları ihlalleri ve baskılarının söz konusu olmadığı durumlarda, BM Genel Kurulu’nun 2625(XXV) sayılı Bildirisi’ndeki self-determinasyonla ilgili maddelerinin de uygulanması mümkün değildir.
Öte yandan, AİHM’nin Chiragov kararı da, self-determinasyonun Ermenistan’ın askerî, siyasi ve ekonomik nüfuzu altında bulunan Dağlık Karabağ açısından gerçekçi bir çözüm oluşturamayacağını ortaya koymuştur.
Ülke Bütünlüğü Self-determinasyon BM Güvenlik Konseyi 2625(XXV) sayılı Bildiri 1514(XXV) sayılı Bildiri Chiragov Kararı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 65 |