Bu incelemede 2020 yılında meydana gelen 44 gün savaşı sonrası Azerbaycan ile Ermenistan arasında başlayan barış anlaşması süreci, Ermenistan’daki iç gelişmeler, dış dinamikler ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin Haziran-Kasım 2022 tarihleri arasında gösterdiği gelişmeler ele alınmaktadır. Savaşın sona ermesinin ve Moskova’da Rusya’nın katılımıyla taraflarca imzalanan ateşkes anlaşmasının üzerinden iki yıl geçmesine rağmen barış anlaşması imzalanamamıştır. Bu gecikmeyi Ermenistan’ın oyalama taktiklerine başvurarak bölgede farklı çıkarları bulunan üçüncü tarafları kullanıp mağlubiyet sonrası kayıplarını en aza indirme ve birtakım kazanımlar elde etme gayretleriyle açıklamak mümkündür. Diasporada militan-radikal bir kesim, içeride de Daşnaksutyun-EDF güdümüne girmiş sayıca az ancak militan bir muhalefet, hükümetin barış girişimlerine aktif karşı koymaktadır. Bu durum yönetimi rahatsız etse de uygun bir bahane yaratıyor gibi de görünmektedir. Barış anlaşmasının önündeki en ciddi engel sınırların tespitidir. Zira bu Karabağ’ın Azerbaycan sınırları içinde olduğunun resmen tanınmasını sağlayacaktır. Bunu perdelemek üzere yapay bir engel olarak Zangezur koridoru konusu ön plana çıkarılmaktadır. Dış ilişkilerde Rusya’nın hışmını çekmeden Batı’ya yanaşma çabaları, yeniden gündeme gelen çok vektörlü dış politika anlayışıyla uygulanmaktadır. Türkiye ile ilişkiler normalleşme süreci kapsamında, adım adım da olsa ilerlemektedir. Ancak Ermenistan’ın Türk ve Türkiye karşıtı yaklaşımları bu süreçten hiçbir şekilde etkilenmemiş görünmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Editoryal |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 72 |