Bu incelemede Aralık 2022-Mayıs 2023 tarihleri arasında Ermenistan’daki iç gelişmeler, dış dinamikler, 2020 yılında cereyan eden savaşı sonlandıran Kasım 2020 ateş-kes anlaşmasının üzerinden geçen yaklaşık iki buçuk yıla rağmen hala öngörülen barış anlaşmasının imzalanamamış olmasının nedenleri ve bu yönde süregelen girişimler ile Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkiler ve başlatılan normalleşme sürecindeki gelişmeler ele alınmaktadır. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı giriştiği savaşta öngördüğü hedeflere ulaşamaması, savaşın uzaması, Batı’nın aktif biçimde Ukrayna’yı desteklemesiyle savaşın uzun vadeli bir yıpratma savaşına dönüşmesi, dolayısıyla Rusya’nın askeri zafiyetinin de ortaya çıkması, Batı’nın Rusya’yı daha da zora sokmak ve zafiyetini pekiştirmek amacıyla Rusya’nın geleneksel olarak mutlak güdümünde olduğu bilinen Ermenistan üzerinden Güney Kafkaslarda yeni bir cephe açabilmek üzere Ermenistan-Azerbaycan barış sürecinde başat rol üstlenme girişimleri dönem içinde bölgeye damgasını vurmuştur. Batı’nın bu şekilde Rusya’yı bölgeden uzaklaştırma ve nüfuz alanı oluşturma olasılığı karşısında, Güney ve Doğu ulaşımını sağlayan hayati çıkarlarının bulunduğu ve yumuşak karnı olarak tanımlanan bu bölgeye yönelik gelişmeler Rusya tarafından kuşkusuz tehdit olarak algılanmıştır. Bu süreçte Ermenistan’ın ikili tutumu ve bağlılıklarını değiştirme potansiyeli Rusya için ciddi bir endişe kaynağı olmuştur. Bölgenin Rusya-Batı rekabetinde yeni bir odak noktası haline gelmesinden rahatsızlık duymak bir yana, bu gelişmeyi avantaja dönüştürmek peşinde koşan Ermenistan, bölgede farklı hesapları ve çıkarları bulunan tarafları kullanarak savaş sonrası kayıplarını en aza indirmek, hatta yeni kazanımlar sağlamak amacıyla nihai barış anlaşması imzalanması sürecini sürüncemede bırakacak bir yaklaşımı benimsemiştir. Karabağ konusu ve sınırların tespiti başlıca uyuşmazlık unsuru olarak ön plana çıkmıştır. İç politikada da benzer bir ikili yaklaşım sürdürülmüştür. Yönetim bir yandan barışçı ve liberal ilkeleri savunurken, diğer taraftan radikal ve terör geçmişi tescilli Taşnaksutyun-EDF güdümündeki, sayıca çok az ancak militan bir muhalefetin ve bunların Diasporadaki yönlendirici ve finansörlerinin etkinliklerini kendilerini engelleyen bahane olarak kullanılabilmiştir. Eçmiadzin Katolikosluğunun da muhalefet çizgisindeki eylem ve söylemi de kuşkusuz yönetimin hareket serbestisini kısıtlayan bir unsur olmuştur. Türkiye ile ilişkiler normalleşme süreci içinde ilerlemeye devam etmiş, ancak iniş ve çıkışlar göstermiştir. Türkiye’deki 6 Şubat deprem felaketi Ermenistan’ın insani yardım girişimi, Türkiye’nin bu amaçla Alişan karayolu sınır kapısını açması, Ermenistan Dışişleri Bakanının ziyareti ile ileri ve dostça bir düzeye ulaşırken, Erivan’da radikal Ermeni milliyetçisi terörizmi kutsayan bir anıtın açılması gerçekte Türk ve Türkiye karşıtı hissiyat ve yaklaşımda hiçbir değişikliğin olmadığını bir kez daha göz önüne sermiştir. Ermenistan’ın bu genel hissiyat ve yaklaşımında Batı’dan ve dinsel dayanışmadan da destek, hatta teşvik gördüğü yadsınamamaktadır.
Paşinyan Mirzoyan Lavrov Blinken Michelle Scholz Bono Vardanyan Laçin Koridoru Zangezur Koridoru Nemesis Anıtı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Editoryal |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 73 |