Bu incelemede Haziran-Ekim 2024 tarihleri döneminde Ermenistan’daki iç gelişmeler, dış ilişkiler, Azerbaycan ile barış sürecindeki gelişmeler ile Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkiler ve normalleşme süreci ele alınmaktadır.
Nikol Paşinyan yönetimi iç politikada; diasporanın radikal-militan kanadının, eski yönetimden yana dış güçlerin ve Kilisenin desteğine sahip aşırı ve yıkıcı bir muhalefetin karşısında geri adımlar atmak, bazı ifadelerini tevil etmek durumunda kalmıştır. Paşinyan’ın anayasa değişikliği konusundaki yaklaşımı bu bakımdan önemli bir gösterge olmuştur. Söylem değişikliğine gerekçe olan, Anayasa Mahkemesinin ayrıntılı kararında, Anayasa’nın ayrılmaz bir parçası olan Bağımsızlık Bildirgesi’nin bir yandan Azerbaycan bakımından bağlayıcı olmadığı ileri sürülürken, diğer taraftan Türkiye bakımından geçerli olduğu çelişkisine yer verilmiştir. Azerbaycan ile barış antlaşması sürecinde, Ermenistan, Azerbaycan’ın meşru endişelerini gidermeden, Azerbaycan’ın çıkarlarına ve kalıcı bir barışın ruhuna uymayan, sınırlı bir anlaşma imzalanması diretmesini özellikle Batılı ülkeler ve çevrelerden sağlamayı başardığı dış desteklerle sürdürmüştür. Bir yandan Azerbaycan’a barış ve uzlaşma elinin uzatılması diğer yandan, özellikle Batılı yandaşlar aracılığıyla, Karabağ konusunun gündemde tutulması, böylece Azerbaycan’ın saldırgan emellerle suçlanması, “tavşana kaç, tazıya tut” politikasının devam ettiğini göstermiştir.
Dış ilişkilerde hem Rusya’yı, hem Batı’yı idare etme çabası, bu suretle aynı anda iki ata binme veya iki ayrı sandalyede oturma politikası zaman içinde giderek güçleşerek devam etmiştir. Ermenistan güvenlik alanında açık biçimde Batı’ya yanaşılırken, Rusya ile köklü ekonomik bağlarda değişiklik olmamıştır. Rusya’ya uygulanan yaptırımların, Ermenistan tarafından, İran ile iş birliği içinde, ihlaline göz yumulması sonucu geçici de olsa gayrisafi milli gelirde önemli bir sıçrama kaydedilmiştir. Bölgede Rusya’nın etkisini azaltma konusunda Batı’yla anlayış birliği içinde olmakla beraber, bölgenin sorunlarının ancak bölge ülkelerinin iş birliği ile çözülebileceğini öngören 3+3 Platformu’nun dışında da kalınmamıştır. Ermenistan, Azerbaycan ile anlaşma sürecinin bu platformda sonuçlandırılması önerisini ise reddetmiştir. Türkiye ile ilişkilerde başlayan normalleşme süreci olumlu seyrini sürdürmüş, dönem içinde üst düzey temaslarda ve karşılıklı iletişimdeki artış karşılıklı yumuşamanın göstergesi olmuştur. Gürcistan’daki ve İran’daki gelişmeler Ermenistan bakımından Türkiye sınırının açılmasını acil zorunluluk haline getirmiş, kara ulaşımının yanı sıra demir yolu bağlantısı da öncelik kazanmıştır. Batı’nın da desteğiyle Türkiye üzerinde baskı oluşturma çabalarından geri durmayan Ermenistan, Türkiye’nin duyarlılığını bildiği konularda ise, ön koşul kavramına sığınarak, yapıcı bir adım atmaktan bu dönem içinde de kaçınmıştır. Aynı şekilde, Türkiye karşıtlığı bilinen veya Türkiye ile ilişkileri gerginleşen ülkelere yanaşma ve karşı denge kurma girişimleri de devamlılık göstermiştir. İlaveten, Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı kemikleşmiş tutumu olan veya Türkiye ile konjektürel anlaşmazlıkları olan ülkeler ile olan beraber hareket etme girişimleri aralıksız devam etmiştir.
Paşinyan Mirzoyan Rubinyan Diaspora Galstanyan Putin Lavrov Zaharova Biden Blinken Erdoğan Fidan
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Siyaset |
Bölüm | Editoryal |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 20 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 76 |