Şairliğinden ziyade şârih ve ilim adamı olarak devrinde iyi bir şöhret kazanmış olan Ahmed Hayâtî Efendi, 1751 yılında Elbistan’da doğmuştur. Köklü bir aileye mensup olan Hayâtî, Elbistan ve İstanbul’da iyi bir eğitim almış ve dedesinin vefatı üzerine genç yaşta Elbistan müftülüğüne atanmıştır. 10 yıl sürdürdüğü bu görevinden sonra Ayasofya ve Köprülü Darülhadis Medreselerinde müderrislik, Saraybosna ve Bağdat kadılıkları gibi pek çok devlet memuriyetlerinde bulunmuştur. Eser verebilecek ve şerh yapacak düzeyde Arapça, Farsça ve Türkçeye vâkıf olan Ahmed Hayâtî, zamanının her anını verimli kullanmayı bilmiş; dil, edebiyat, mantık ve din konularında yirmi civarında eser kaleme almış çok yönlü bir şahsiyettir. Özellikle Tuhfe-i Vehbî şerhi ile adından söz ettiren Ahmed Hayâtî, 3 Şubat 1814’te İstanbul’da vefat ettiğinde, yaklaşık 400 kitap barındıran kütüphanesini de bir kültür mirası olarak bırakmıştır. Bu makalemizde, şairin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verildikten sonra, bugüne kadar ele geçirilememiş bir eseri tanıtılmaya çalışılacaktır. Kütüphane kayıtlarına “Saçaklı-zâde Mehmed b. Ebî Bekr Mar'aşî” adlı bir müellife mal edilerek “Manzûme-i ‘İlm-i Kur’ân” adıyla geçmiş olan söz konusu eserde (Milli Kütüphane, No: 06 Mil Yz A 7499/3, vr. 15b-17b) herhangi bir başlık bulunmamaktadır. Ahmed Hayâtî’den bahseden iki biyografik eserde “Risâletü fî ʿAdedi’s-Süver ve Baʿzı Ahvâli’l-Kırâʾe” ya da “Risâle fî-Adedi’s-Suver” gibi adlarla anılan bu eser, Kur’ân-ı Kerîm’deki sûrelerin adlarını ve âyet sayılarını konu edinmektedir. 69 beyitlik bu manzûme, “Suver-i Kur’ân” türündeki Türkçe eserlerin son halkalarından birini oluşturmaktadır. Eser, şairin kendisi ve eseri hakkında bilgi verdiği bir girişin ardından, bir mukaddime (ön söz), üç bâb (bölüm) ve bir hatime (sonuç) olarak bölümlenmiştir. Büyük bölümü “elif” harfiyle kafiyelenmiş olan eserde, şairin neden böyle bir yöntem uyguladığını açıklayan ifadeye rastlanmamaktadır. Muhtemelen “vahdet” anlayışı nedeniyle böyle bir yönteme başvurmuş olan şair, eserini yazarken Suyûtî(ö. 1505)’nin el-İtkân adlı eserinden geniş ölçüde yararlanmıştır. Bunu, eserinin giriş ve sonuç kısımlarında kendisi de bizzat dile getirmiştir. Öğretici tarzdaki bu eser, edebî açıdan çok fazla bir değer taşımasa da türünün kayda değer örnekleri arasında yer alacaktır.
Elbistan Ahmed Hayâtî Tuhfe-i Vehbî Şerhi Suver-i Kur'ân Risâle fî-Adedi’s-Suver
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Şubat 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 4 Sayı: 1 |