Divan şairleri gazel nazım şeklini tercih ederek en çok sevgili, aşk, şarap, tabiat konuları üzerinde durmuşlardır. Özellikle de aşk konusunda sevgili, sevgilinin güzellik unsurları, sevgilinin âşığa olan ilgisizliği ve acımasızlığı ele alınmıştır. Gazellerde sevgilinin bu yönlerine karşılık âşık; her türlü acıya katlanmayı göze alan, vuslattan çok ayrılığı tercih eden, sevgiliden gelecek en küçük bir iyilikle mutlu olabilen bir tip olarak karşımıza çıkmaktadır. Sevgili-âşık tipinin ele alındığı farklı tarzda şiirler de olmakla birlikte şairler, genellikle divan şiiri geleneğine uygun anlatım sergilemişlerdir.
Âşık, sevgiliyi ölümü bile göze alacak kadar sever, ondan gelen bütün sıkıntılara gögüs gerer. Çektiği sıkıntılarla gönlü yaralanır, bedeni yaralarla dolar. İşte âşığı bu şekilde tavsif eden divan şairleri, âşık tipi üzerine çeşitli benzetmeler yapar. Yapılan bu benzetmelerden bir kısmı da, âşığın vücudunun yaralarla kaplı oluşu üzerinedir. Şairler, yaranın rengini, sulanmasını ve kabuk tutmasını çeşitli kavramlarla ilişkilendirerek teşbih gibi çeşitli edebî sanatları şiirlerinde kullanmışlardır. Böylece âşığın çektiği acı ve sıkıntıyı daha iyi bir şekilde anlatmışlardır.
Bu makalede Bâkî’nin gazellerinde “yara-zahm-dâğ” kavramı/mazmunu ele alınarak bu kavram/mazmun ile diğer kavramlar arasındaki ilgi üzerinde durulmuş, örnek beyitler yoluyla yara üzerine yapılan benzetmeler ifade edilmiştir. Böylece yara kavramını/mazmununu birçok farklı kavram ve unsurla edebî sanatlar eşliğinde kullanan Bâkî’nin çok zengin bir anlatım sergilediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışma ile Bâkî Divanı üzerine yapılan tematik çalışmalara bir yenisinin eklenmesi amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Sahası Klasik Türk Edebiyatı |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 3 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 7 Sayı: 2 |