‘Modern’
bir toplum olma ideali, 1700’li yıllardan itibaren Türk toplumunun aşamalı
olarak her alanda Batılılaş(tırıl)masına yönelik sistemli ve sürekli bir
uygulamayı gündeme getirmiştir. Özellikle Cumhuriyet döneminden itibaren
Batı’nın pozitivist aydınlanmacı geleneğine dayandırılarak gerçekleştirilen
bu süreç, bir anlamda metonomik bir çerçeveye hapsedilmiş, dolayısıyla
Türk toplumunun özgün kültürel ve bilişsel niteliklerinin göz ardı
edildiği bir sürece dönüşmüştür. Bu tür bir modernleşme anlayışının
sonucunda ise, biçimsel anlamda daha ‘modern’ ancak içerik olarak büyük
ölçüde hala geleneksel kalmış, dolayısıyla batılılaşma sürecini ancak yüzeysel
/ biçimsel alanda gerçekleştirebilmiş ve arafta kalmış bir toplum ortaya
çıkmıştır.
Geleneksel
ile modern olanın bireşimini yansıtan birçok toplumsal olay, bu sürecin
izdüşümleri olarak sinemaya yansımakta ve modernleşmenin dinamikleri, günlük
yaşamı temsil eden filmlerde, bir ardalan olarak belirleyici olma özelliğini
sürdürmektedir. Bu çalışmanın amacı, toplumsal yapı-kültür arasındaki
karşılıklı bağımlılık ilişkisini göz önüne alarak, Türk modernleşme
sürecinin biçimci-metonomik niteliğinin, toplumsal yaşama yansıyan
traji-komik sonuçlarının ‘Beynelmilel’ (Sırrı Süreyya Önder, Muharrem
Gülmez: 2006) filmi nezdinde ortaya çıkartılmasıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2010 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Sayı: 5 |