Sanat ve teknoloji birbiriyle doğru orantılı gelişen, çağın özellikleriyle örtüşen ve gereksinimleri karşılayan bir eylemin iki parçası olarak karışımıza çıkmıştır. İnsanın yeniyi oluşturma çabası, çağa özgü farklılıklar içermiştir. Geçmişten bugüne baktığımızda yeni biçimlerin oluşumu, insanı hep bir arayışa itmiştir. İçindeki keşfetme duygusuyla, sanatın eylemini gerçekleştirirken buna teknolojiyi dahil etmesi, dijital sanatların kullanımını ortaya çıkarmıştır. Bilgisayarın da etkin kullanımıyla ivme kazanan bu sanatsal yaklaşım, farklı yazılımlarla birlikte yapay zekâ kavramına dikkat çekmiştir.
Yapay zekâ, bu yüzyılın en önemli, bilimsel ve entelektüel gelişmelerinin bir parçası olmuştur. İnsan zekasına özgü algılama, fikir yürütme, öğrenme, düşünme, iletişim kurma, karar verme, sorun çözme gibi bilişsel fonksiyonları sergileyen bir işletim sistemi olarak düşünülmüştür. Yapay zekâ bugün birçok alanda kullanıldığı gibi sanat alanında da kullanılmıştır. Bu kontekstte yapay zekanın gelişim sürecini dikkate alarak, sanatsal ve teknolojik bağlamda sergileme ve yerleştirme sanatı olarak da bilinen, enstalasyon tekniğinin dijital sanat ortamında kullanımına değinilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 14 |