Türkiye sineması; farklı dönemler özelinde, çeşitli anlatı kalıplarının belirginleştiği yapısıyla her daim farklı okumalara, geçmişe bugünün gözünden bakarak, yeniden yorumlamaya olanak tanımaktadır. Bu anlatılar, dönemin toplumsal yapısından, kültürel koşullarından izler taşıdığı gibi aynı zamanda ideolojik okumalara müsaittir. Düşünce ekseni bu şekilde çerçevelendiğinde Yeşilçam melodramlarının toplumsal yaşamda bıraktığı etki rastlantısal değildir. Toplum mu Yeşilçam’dan bu kadar etkilendi yoksa bu melodramlardaki anlatı kalıpları mı o dönemdeki değerleri şekillendirdi diye düşünüldüğünde birbiriyle iç içe geçmiş, bağıntılı bir yapıdan söz edilebilir. Her halükârda, sorgulanması gereken noktalardan biri de ‘biz’ kimliğini öne çıkaran söylemlerin Yeşilçam melodramlarında hangi anlatılar aracılığıyla kurulduğudur. Bu sorulara yanıt arayan araştırmalar, melodramların iyi ve kötü çatışmaları üzerinden bir anlatı kurduğunu, modern ile geleneksel arasındaki karşıtlığı ve sınıfsal çatışmaları/ zıtlıkları da bu söylemlerin içinde erittiğini göstermektedir. Bu bilgiler ekseninde; altmışlı yıllarda çekilen filmlerde bir sapma, farklı bir örüntü görülmektedir. Ancak bu sapmanın ne derece melodram kalıplarından uzaklaştığı veya yaklaştığı belirsizdir. Bu çalışmada, altmışlı yıllarda çekilen dört film; Suçlular Aramızda, Gecelerin Ötesi, Otobüs Yolcuları ve Gurbet Kuşları örneklem olarak ele alınmakta olup filmlerin dönemin ideolojik yapısı çerçevesinde toplumsal gerçekçi söylemi yansıtma biçimleri incelenmektedir. Bu filmler incelenirken melodramatik anlatıda sıkça rastlanılan kalıplar değerlendirilmekte ve dönemin toplumsal yapısını da göz önüne seren belirli kavramlara odaklanılmaktadır. Sınıfsal çatışmalar, emek biçimleri, göç olgusu, toplumsal cinsiyet kodları bunlardan birkaçıdır. İncelemenin sonucunda ortaya çıkan veriler; melodramatik anlatının, altmışlı yılların toplumsal gerçekçi filmlerinde de sürdüğünü, filmlerde bireyler üzerinden kurulan hikâyelerin toplumsal bir bilinçlenme durumuna işaret etmediğini göstermektedir. Melodramatik ögelerin sıklığı, toplumsal gerçekçi yanının çok önündedir. Mağdur kahramanlar üzerinden kurulan anlatılar, toplumsal bir mağduriyetin, ezilmenin izlerini taşır ama bu karakterler bilinçli bir aydınlanma yaşamış değildir. Bir bocalama hali içinde, kendi değer yargılarının peşinde görünürler. Altmışlı yılların toplumsal gerçekçi söylemi etrafında, akımın örneği olarak kabul gören bu filmlerin çözümsüzlüğü de aslında bir sonuca işarettir. Sığınılan sadece geçmiş değildir, kaçılmaya çalışılan büyük bir oranda belirsiz kılınan bir gelecek düşüncesidir.
Yeşilçam melodramları toplumsal gerçekçi sinema melodramatik anlatılar sınıfsal çatışma göç
Turkish cinema presents a structure in which various narrative patterns emerge distinctively across different periods. These narratives reflect the social and cultural conditions of their time while also allowing for ideological readings. From this perspective, the impact of Yeşilçam melodramas on social life is far from coincidental. This raises the following question: Did society influence Yeşilçam to this extent, or did the narrative patterns in these melodramas shape the values of the period? This creates an intertwined, interdependent relationship. Regardless, it is crucial to highlight how identity-affirming discourses are constructed through specific narratives in Yeşilçam melodramas. Research addressing these questions reveals that melodramas establish narratives around the conflict between good and evil and blend oppositions between the modern and the traditional, as well as class-based divisions, within these discourses. In this context, films produced in the 1960s display a deviation-a unique pattern. However, the extent to which this deviation diverges from or adheres to melodramatic conventions remains ambiguous. In this study, four films from the 1960s The Guilty Among Us (Suçlular Aramızda), Beyond the Nights (Gecelerin Ötesi), Bus Passengers (Otobüs Yolcuları), and Birds of Exile (Gurbet Kuşları)- are analyzed as case studies. The analysis examines how these films convey a socially realistic discourse within the ideological structure of their period. This analysis evaluates narrative patterns commonly found in melodramatic storytelling while focusing on specific concepts that reflect the social structure of the time. These include class conflicts, labor forms, the phenomenon of migration , and gender codes. The findings of this study indicate that melodramatic storytelling persisted in the socially realistic films of the 1960s. The individual-centered stories in these films do not inherently convey a sense of social awareness.
Yeşilçam melodramas socially realistic cinema melodramatic narratives class conflict migration
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 3 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 4 |