Objectives: The effect of clinical and laboratory findings in the diagnosis of childhood tuberculosis Materials and Methods: The clinical, laboratory and radiological findings of our patients with tuberculosis who have been followed for the last seven years in our clinic are evaluated retrospectively. Results: Of the all patients 30 (76%) were diagnosed as pulmonary tuberculosis, and 9 (24%) as extrapulmonary tuberculosis. The highest rate of complaints were primarily high fever (32; 82%), secondary coughing (29; 74%). Seventeen of the patients (43%) had a history of contact with adult patients with tuberculosis. The average tuberculin test reaction was detected as 15.6 ± 3.9 mm and erythrocyte sedimentation rate as 56.5 ± 18.8 (22- 89) mm/hour. Radiological findings were found as follows: paranchymal infiltration at the chest graphy were in 25 patients, hilar stuffiness in 22 patients, hilar lymphadenopathy in four patients , and cavitary lesion in one . Conclusion: Tuberculosis seen in children is one of the most common health problems in developing countries such as our country. The lack of the highly sensitive and specific diagnostic methods had been caused the delay of diagnosis. Today for diagnosis the contact history, positive tuberculin test, and meaningful clinical findings had been continued to be gold standart. ©2006, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Amaç: Çocukluk çağı tüberkülozundaki klinik ve laboratuar bulgularının tanıdaki yerinin belirlenmesi Gereç ve Yöntem: Son yedi yılda yatırılarak izlenen tüberküloz tanılı hastaların klinik, laboratuar ve radyolojik bulguları retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 30 (%76)'unda pulmoner, 9 (%24)'unda ekstrapulmoner tüberküloz hastalığı saptandı. En sık başvuru yakınması yüksek ateş (32; %82) ve ikinci sıklıkta ise öksürük (29; %74) idi. Hastaların 17 (%43)'sinde tüberkülozlu erişkin hasta ile temas öyküsü vardı. Hastaların ortalama tüberkülin testi reaksiyonu 15.6 ± 3.9 mm, eritrosit sedimentasyon hızı 56.5 ± 18.8 (22-89) mm/saat olarak bulundu. Radyolojik olarak hastaların 25 'inde akciğer grafisinde parankimal infiltrasyon, 22'sinde hiler dolgunluk, dördünde hiler lenfadenopati, birinde ise kaviter lezyon saptandı. Sonuç: Çocukluk çağı tüberkülozu ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde sık karşılaşılan ciddi sağlık problemlerindendir. Sensitivitesi ve spesifitesi yüksek tanı yöntemlerinin yokluğu tanının gecikmesine neden olmaktadır. Bugün için tanıda temas öyküsünün varlığı, tüberkülin testinin pozitifliği ve anlamlı klinik bulguların varlığı altın standart olmaya devam etmektedir. ©2006, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 11 Sayı: 1 |