Temelleri İkinci Dünya
Savaşı’na kadar uzanan ancak 1980’li yıllarda teknoloji ve iletişim alanındaki
gelişmelerle adından sıkça sözettirmeye başlayan küreselleşme olgusuyla
birlikte artık, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel olarak bütünleşen bir
dünya meydana gelmektedir.
Bu oluşum kendini zaman içinde
iki yönde geliştirmiştir. Bunlardan biri bütünleşme ve tek bir dünya olma
amacını gerçekleştirmek için ülkeler arasındaki gümrük tarifeleri ve diğer
ticaret kısıtlamalarının azaltılmasını ve kaldırılmasını öngören GATT
anlaşması, yani evrenselleşme; diğeri ise biribiri ile gerek ekonomik gerekse
coğrafi benzerlik gösteren ülkeler arasındaki ticaretin serbestleştirilmesine
yönelik ekonomik entegrasyonlar, yani bölgeselleşme hareketleridir.
Bugün ülkeler bir yandan
kendilerinden geride kalmış ülkelere karşı küreselleşmeyi kullanırken, diğer
yandan da kendilerine ekonomik, teknolojik vb. alanlarda rakip olan ülkelere
karşı ekonomik entegrasyonlar oluşturmaktadırlar.
Sonuç olarak birbirine zıt gibi
gözüken küreselleşme ve bölgeselleşme, aslında birbirinin zıttı değil
tamamlayıcısıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Haziran 2004 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2004 Cilt: 2 Sayı: 3 |