John Locke, ampirist bir
filozof olmasına rağmen, epistemolojisinin dışına çıkmak suretiyle dini bilgiye
im-kan tanır. Ona göre, iman, olağanüstü bir iletişim yoluyla Tanrı’dan geldiği
bildirilen önermeleri onaylamak-tır. Ancak inanılan önermelerin vahiy
olduğundan emin olmak gerekir. İman hakikatlerinin bir kısmı aklı aşmakla
birlikte, vahyin anlaşılmasında tek ölçü akıldır. İnsanı imanı kabule ancak
Tanrı’nın inayeti götürür. Kurtuluşa erebilmek için imanın yanında amel de
şarttır. Hem iman hem de amelde şüphe ve tereddüt bulunmamalıdır. Bağnazlığı
reddeden Locke, imanda zorlamayı da kabul etmez. Mezhep farklılıklarına karşı oldukça
hoşgörülü olmakla birlikte, politeizm ve ateizmi şiddetle tenkit eder.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 7 Sayı: 1 |