Özellikle devletin zayıflayıp kurumlarının
çökmeye yüz tuttuğu çağlarda, duruma paralel olarak bozulmalar da artmış ve
bozulmalarla birlikte sosyal eleştirilerin miktarında da artışlar gözlenmiştir.
XVII. yüzyılda kişisel çekişmelerin sebep olduğu hiciv türü yaygınlaşırken,
sosyal konulara eğilen, bunları şiirlerinde konu edinen şairler de az değildir.
XVIII. yüzyılda, hiciv türünün Nef’î dönemindeki gibi parlak olmaması, sosyal
konulara eğilimi arttırmış, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Klâsik
şiirin revaçtan düşmesine rağmen sosyal eleştiri konuları genişleyerek devam
etmiştir. XX. yüzyıla gelindiğinde, sosyal eleştirilerin, daha çok mizâhî bir
üslûpla işlendiği görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 7 Sayı: 2 |