We investigated whether maternal gestation, newborn gender, delivery times and cord blood gas and pH might play a role in the increased risk of transient tachypnea of the newborn (TTN) after cesarean section (C/S). Data from 114 term parturients scheduled for elective C/S under spinal anesthesia were retrospectively analyzed according to having a newborn with TTN or not. Presence of TTN, neonatal Apgar scores, umbilical artery (UA) and umbilical venous (UV) blood gas analysis and pH, total amount of fluid and ephedrine administered, time intervals related to delivery were documented. TTN was observed in 15 out of 114 cases (13.2%). No significant differences were observed in gestation age, Apgar scores, newborn gender, amount of ephedrine and fluid administered between newborns with or without TTN. Mean UA PO2 tensions of TTNs were significantly lower than in newborns without TTN (p=0.043). Time interval from spinal block to skin incision was significantly longer in newborns with TTN than without TTN (p=0.046). In conclusion, TTN might be associated with spinal anesthesia for C/S. Therefore, reducing the time interval from spinal block to onset of surgery might be one of the important factors to decrease the incidence of TTN after elective C/S under spinal anesthesia.
Sezaryenden sonra görülen yenidoğan geçici takipnesi (YGT) riskindeki artışta gebelik haftası, yenidoğan cinsiyeti, doğum süreleri ve kord kan gazı ve pHnın rolünü gözden geçirdik. Spinal anestezi altında elektif sezaryen uygulanan 114 term gebe, YGTli yenidoğanı olanlar ya da olmayanlar olarak retrospektif incelendi. YGT bulunması, neonatal Apgar skorları, umbilikal arter (UA) ve umbilikal ven (UV) kan gazı incelemesi ve pH, uygulanan toplam sıvı ve efedrin miktarları, doğum ile ilişkili süreler incelendi. YGT, 114 olgunun 15inde tespit edildi (%13,2). Gebelik haftası, Apgar skorları, yenidoğan cinsiyeti, efedrin ve sıvı uygulama miktarları bakımından YGT olan ve olmayan yenidoğanlar arasında anlamlı fark yoktu. YGT bulunanlarda ortalama UA PO2 düzeyleri YGT bulunmayanlardan anlamlı derecede düşüktü (p=0.043). Spinal blok ile cilt insizyonu arasındaki süre, YGT bulunanlarda YGT bulunmayanlara göre daha uzundu (p=0.046). Sonuç olarak, YGT sezaryende uygulanan spinal anestezi ile ilişkili olabilir. Bu nedenle, spinal blok ile cerrahiye başlama arasındaki süreyi azaltmak, spinal anestezi altındaki elektif sezaryenlerden sonra görülen YGT insidansını azaltmadaki önemli faktörlerden biri olabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 18 Sayı: 2 |