Sanayi devrimiyle yeni bir dünya düzeninin kurulmaya başlandığı 19. yüzyılda batılı devletler dünyanın
birçok bölgesini sömürgeleri altına almışlardır. Sömürgecilik faaliyetleri kara kıta Afrika’nın da
kapısını çalmış, İngiltere ve Fransa’nın öncülüğünde kıtanın birçok bölgesi batılı devletler tarafından
taksim edilmiştir. İngiliz ve Fransız nüfuz bölgelerinin Türk idaresindeki bölgelerle çatışması Osmanlı
idaresiyle taraf devletlerin ilişkilerini belirleyen en önemli etkenlerden biri olmuştur. İngilizlerin Sudan
ve Mısır, Fransızların Cezayir, Tunus ve Orta Afrika’daki faaliyetleri sadece Osmanlı tarihi açısından
değil aynı zamanda Afrika tarihi hatta sömürgecilik tarihi açısından da önemli bir kırılma noktasını
oluşturmuştur. Bu bağlamda bu çalışmada kaleme alınan Canet Sorunu da Fransızların genişlemeci
politikalarının bir sonucu olarak Sahra’da Türk-Fransız çekişmesini göstermektedir. Fransızların Kuzey
Afrika ile Orta Afrika sömürgelerini birbirine bağlamak ve ticaret yollarını kendi lehine Cezayir
topraklarına çevirmek amacıyla Sahra’ya nüfuz etme çabası büyük bir merkez olmadığı hâlde jeopolitik
öneminden dolayı Canet’i 20. yüzyılın başlarında tarih sahnesine çıkarmıştır. Taraf devletlerin Canet’i
kendi nüfuz bölgelerinden kabul etmeleri ve zaman zaman sert güce başvurmaları meselenin önemini
artıran etkenlerden olmuştur. Ancak yinede tarafların diplomatik yollarla meselenin çözümüne eğilmiş
olmaları özellikle bu soruna dikkate değer farklı bir bakış kazandırmıştır. Bu arada Sahra’nın vazgeçilmez
aktörü Tevarikler de Türk-Fransız ilişkilerinde belirleyici rol oynamıştır. 1906’dan itibaren belirgin
bir şekilde su yüzüne çıkan Canet Sorunu, 1912 tarihinde Osmanlı Devleti’nin Afrika kıtasını terk
etmesiyle Fransızlar lehine sona ermiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 11 Sayı: 22 |
Gazi Akademik Bakış Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.