Savaşlar, terörizm, nükleer silahlar gibi tehditlerle mücadelenin ağırlık kazandığı dünya politiğinde çevresel bozulmalar ancak yumuşak tehditler kapsamında kendisine yer bulabilmektedir. Bununla birlikte Soğuk Savaş sonrası dönemde dönüşen tehdit karakteristiklerinin, çevresel güvenliğe olan ilginin de artmasına neden olduğu anlaşılmaktadır. Çevresel güvenlik kavramının tartışılmaya açık olması farklı bakış açılarıyla yorumlanmasını da mümkün kılmaktadır. Bu düzlemde bu çalışmada çevresel güvenliğe ekokırım üzerinden yaklaşılarak bu alandaki boşluğun doldurulması amaçlanmaktadır. Bu noktadan hareketle antropolojik bir tehdit olarak silahlı şiddetin çevre üzerindeki etkileri ormansızlaşma örneği üzerinden tartışılmaktadır. Günümüzde çevresel tehditlerin çoğunlukla kaynakları belirsizdir, etkileri ülke sınırlarının dışına taşmaktadır ve sonuçlarıyla uzun vadede yüzleşilmektedir. Bu nedenlerle devletlerin ulusal güvenliklerini de tehdit eden çevresel bozulmalara karşı tek başlarına güvenlikleştirici aktör rolünü üstlenerek mücadele etmelerinin güçleştiği anlaşılmaktadır. Bu kapsamda bireysel, ulusal ve küresel etkiler taşıyan çevresel bozulmaların üstesinden gelebilmek üzere yerel yönetimlerin, devletlerin ve uluslararası örgütlerin iş birliğine olanak sağlayan küresel yönetişim mekanizması işletilerek sürdürülen güvenlikleştirme politikalarının bir çözüm sunabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Ekokırım Çevresel Savaş Yöntemi Çevresel Terörizm Ateş Terörizmi Hibrit Eko-Tehditler Küresel Yönetişim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Güvenlik |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 24 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |