Cahiliye toplumunda kâhinlerin ve kehânetin özel ve önemli bir yeri vardır. Cahiliye toplumunda kendisini kâhin olarak niteleyen kişiler, toplumda ayrıcalıklı bir statüye sahiplerdi. Ayrıca kıyafet, yaşantı ve konuşma üslupları diğer insanlara nazaran farklılık arz ediyordu. Bu dönemde kâhinler, doğa üstü varlıklarla irtibata geçtiklerini ve gayb hakkında haberler verdiklerini iddia etmekteydiler. Cahiliye Dönemi’nde pek çok fonksiyonu icra eden kâhinler, hakemlik görevini de üstlenerek toplumsal sorunların çözülmesinde başvurulan bir konumdaydı. Kehânet kavramının yanında fala bakma ve fal okları da bilgi edinmek amacıyla bu dönemde başvurulan bir kaynaktı.
Konumuzun temel tezini kâhinlerin doğa üstü varlıklarla iletişim halinde olma iddiası oluşturmaktadır. Çalışmamız boyunca kâhinlerin doğa üstü varlıklardan haber alma yönteminin felsefi bir yönü olan “mistik sezgi” bağlamında ele almaya çalışacağız. Elimizdeki veriler ışığında elde ettiğimiz bulgular bizi Cahiliye Döneminde yaygın olan kehanet ve falcılık inancının döneminin şartları içinde belli bir gerçeklik payı olmasına rağmen “epistemolojik açıdan” kesin bilgiye ulaşmada bir bilgi kaynağı olarak kabul edilemeyeceği bağlamında değerlendirmeye çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe, Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Nisan 2020 |
Gönderilme Tarihi | 23 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 1 Sayı: 1 |