Der Blick auf die Innovationen vor allem in der Wirtschaft, aber auch in anderen Bereichen der römischen Gesellschaft, offenbart zwei Seiten der römischen Zivilisation: Neben einem ausgeprägten Sinn für politische und familiäre Traditionen, einer Beachtung überlieferter Werte, einer Argumentation, die sich in vielen Fällen auf die maiores bezieht, und einem von exempla geprägten politischen Denken existierte eine große Bereitschaft, Neuerungen einzuführen, wenn diese die Leistungsfähigkeit des politischen und sozialen Systems steigerten und auf diese Weise die Würde der res publica erhöhten oder im privaten Bereich den sozialen Rang einer Familie oder eines einzelnen Politikers zum Ausdruck brachten.
Selbst die Politik der mittleren und späten römischen Republik erweist sich in vieler Hinsicht als innovationsfähig; hier ist vor allem auf die populare Politik hinzuweisen, die seit den Gesetzen der Gracchen immer wieder neue Vorschläge formulierte, um die Republik an neue politische, soziale und wirtschaftliche Erfordernisse anzupassen. Schließlich kulminierte diese Politik unter Augustus in der Schaffung eines staatsrechtlich neuen Systems, des Principats, das die alten Institutionen der Republik mit neuen Machtstrukturen verband.
Technische Innovationen wurden von antiken Autoren wie Vitruvius, Heron oder Plinius wahrgenommen und positiv bewertet; allerdings waren die Römer nicht in der Lage, ihren wirtschaftlichen Effekt, die Steigerung der Produktivität, quantitativ zu erfassen. Dabei sollte aber nicht übersehen werden, dass die technischen Innovationen für die Wirtschaft, das Transportwesen, die Archtektur und die Infrastruktur tiefgreifende Folgen hatten; sie sind keineswegs als marginal einzuschätzen, denn sie steigerten in der Landwirtschaft und im Handwerk die Produktivität und trugen damit einerseits zu steigenden Gewinnen der Großgrundbesitzer und andererseits zu einer Verbesserung der Versorgung der Bevölkerung mit Agrarprodukten und Handwerkserzeugnissen bei. Gerade im Bereich der Infrastruktur, etwa in der Wasserversorgung, hatten sie positive Effekte für die Wohlfahrt der Bevölkerung. Die technischen Innovationen waren daher ohne Zweifel neben der unter Augustus beginnenden lang dauernden Friedensperiode, die den Bewohnern des Mittelmeerraumes eine beispiellose äußere und innere Sicherheit garantierte, eine unabdingbare Voraussetzung jener Urbanität, die im Zeitalter des Principats von einem weit verbreiteten Wohlstand und einem hohen ästhetischen Niveau der materiellen Kultur geprägt war (Mayer 2012).
Roma
toplumunun özellikle ekonomide olmak üzere değişik alanlarındaki yenilikleri
ele alındığında Roma uygarlığının iki yönü öne çıkmaktadır: Güçlü bir politik
ve ailevi gelenekler anlayışına ve geleneksel değerlere duyulan saygıya ek
olarak, politik ve sosyal sistemin etkinliğini artırmaları gerektiğinde
yeniliğe de büyük bir istekleri vardı. Böylelikle res publica asaleti ya da
özel ortamlarda ailenin sosyal statüsü yükselmekteydi. Orta ve geç Roma Cumhuriyeti’nin
politikaları bile birçok yönden yenilikçi olduğunu kanıtlamıştır; Özellikle
Gracchi yasaları, cumhuriyeti yeni siyasi, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara
uyarlamak için defalarca yeni teklifler formüle ettiği için oluşan popüler
politikayı vurgulamamız gerekir. Son olarak, Augustus Dönemi’nde bu politika,
Cumhuriyet’in eski kurumlarını yeni güç yapılarıyla birleştiren yeni bir
anayasal sistemin oluşturulması ile doruk noktasına ulaştı. Teknik yenilikler
Vitruvius, Heron veya Plinius gibi antik yazarlar tarafından dikkate alındı ve
olumlu olarak değerlendirildi. Ancak Romalılar yarattıkları ekonomik etkilerin
ve üretimdeki artışın boyutunu ölçemiyorlardı. Ekonomi, ulaşım, mimarlık ve
altyapı için teknik yeniliklerin büyük sonuçları olduğu göz ardı edilmemelidir.
Romalılar hiçbir şekilde marjinal olarak kabul edilmemelidir, çünkü tarım ve el
sanatlarında üretkenliği artırmışlar, böylece de bir yandan büyük toprak
sahiplerinin kazançlarının artmasına, diğer yandan da tarım ve el sanatları
ürünlerinin halka arzının büyütülmesine katkıda bulunmuşlardır. Özellikle
altyapı alanında, örneğin su temininde, nüfusun refahı üzerinde olumlu etkileri
olmuştur. Bu nedenle teknik yenilikler Augustus Dönemi’nde başlayıp
Akdeniz’deki halka eşi görülmemiş bir dış ve iç güvenlik garantisi veren uzun
barış sürecine ek olarak, hiç şüphesiz Principatus Dönemi’nde kentliliğin
yaygın refah ve yüksek estetik standartlarla karakterize edildiği vazgeçilmez
bir ortam sağlamıştı.
A
look at the innovations, especially in the economy, but also in other areas of
Roman society, reveals two sides of Roman civilization: In addition to a strong
sense of political and family traditions and a respect of traditional values there
was a great willingness to innovate if they were to increase the efficiency of
the political and social system, thereby increasing the dignity of the res
publica or, in the private sphere, the social rank of a family. Even the
policies of the middle and late Roman republic proved in many ways to be
innovative; In particular, we should point out the popular policy that since
the laws of the Gracchi has repeatedly formulated new proposals to adapt the
republic to new political, social and economic needs. Finally, under Augustus,
this policy culminated in the creation of a constitutionally new system, the
Principate, which combined the old institutions of the Republic with new power
structures. Technical innovations were perceived and positively valued by
ancient authors such as Vitruvius, Heron or Pliny; however, the Romans were
unable to quantify their economic effect, the increase in productivity.
However, it should not be overlooked that the technical innovations for the
economy, transport, architecture and infrastructure had profound consequences;
they are by no means to be considered as marginal, because they increased
productivity in agriculture and crafts, thereby contributing on the one hand to
increasing profits of large landowners and on the other hand to improving the
supply of agricultural products and craft products to the population.
Especially in the field of infrastructure, for example in the water supply,
they had positive effects on the welfare of the population. The technical
innovations were therefore undoubtedly in addition to the long period of peace
beginning under Augustus, which guaranteed to the inhabitants of the
Mediterranean an unprecedented external and internal security, an indispensable
condition of that urbanity, which in the Principate's time was characterized by
widespread prosperity and high aesthetic standards the material culture was
characterized.
Birincil Dil | Almanca |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Mayıs 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 17 |