Giriş
Pilonidal sinüs (PS) sakrokoksigeal bölgenin sık karşılaşılan benign seyirli kronik bir hastalığıdır. Hastalığın etiyolojisinde kıl foliküllerinin oluşturduğu yabancı cisim reaksiyonu en çok kabul gören teoridir. Günümüzde çeşitli cerrahi yöntemler uygulanmasına rağmen halen ideal bir tedavi yöntemi yoktur. Bu çalışmada PS eksizyonu sonrası primer ve limberg flep ile yapılan onarım karşılaştırılmıştır.
Gereç ve Yöntemler
2005-2012 yılları arasında kliniğe pilonidal sinüs nedeni ile başvuran olgular retrospektif olarak incelendi. Bu yıllar arasında 184 hastaya primer onarım yapılırken 192 hastaya limberg flep onarımı yapıldı. Akut enfeksiyonu olan ve sinüs eksizyonu yapılmadan sadece apse drenajı yapılan hastalar çalışmaya dâhil edilmedi. Hastalara ulaşılarak kontrolleri yapıldı. Veriler istatistiksel olarak değerlendirildi.
Bulgular
Ameliyat ve hastanede kalış süresi limberg flep onarımı yapılan hastalarda anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0,05). Cerrahi alan enfeksiyonu, yara ayrışması, postoperatif ilk
defekasyon sırasında ağrı ve nüks açısından anlamlı bir fark saptanmazken (p>0,05) , kozmetik kaygı, uzun dönemde yara yerinde hissizlik ve kaşıntı limberg flep onarımı yapılan hastalarda anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0,05).
Sonuç
Sonuç olarak, pilonidal sinüs tedavisinde çok çeşitli konservatif ve cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Fakat bu tedavi yöntemlerinin hiç biri tam olarak kür sağlamayıp nüksü engelleyememektedir. Kozmetik kayıpların daha az olduğu, hastanın his kaybının daha nadir olduğu ve diğer yöntemlere nazaran daha az invaziv bir işlem olan primer onarım yöntemi güncel pratikte halen tercih edilebilir
ABSTRACT
Objective:
Pilonidal sinus disease (PSD) is a benign disease caused by hair follicles in sacrococcygeal region. Despite the use of different methods in treatment, there is no consensus reached for treatment modalities. In this study we compared the primary repair and limberg flap method.
Material and Methods:
In this study, 376 PSD patients who underwent surgery in our clinic between 2005 -2012 were analyzed retrospectively.184 of these patients managed with primary repair and 192 with limberg flap. Patients who have acute enflamation symptoms and abcess were excluded. Patients evaluated rertospectively. All data examined for statistical analysis.
Results:
Surgery time and hospital stay were significantly higher in patients who underwent Limberg flap repair (p<0,05). There were no statistically difference about surgical site infection, wound dehissence, first defecation pain and recurrence between two groups (p>0,05). But cosmetic care, surgical site paresthesia were found higher in limberg flap group(p<0,05).
Conclusion:
Many methods have been defined for repair of the pilonidal disease. However, none of these treatments can not prevent recurrence and fully cure. Primary repair method is still can be preferred because of its cosmetic results, minimally invasive procedure.
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
---|---|
Bölüm | Orjinal Çalışma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ekim 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 6 Sayı: 3 |