Introduction: Salivary gland tumors have got a special significance due to physiologic and embryologic characteristics of its organs and anatomical neighborhoods. Because of this significance, treatment planning should be done carefully and be used to the diagnostic methods with medical history and physical examination. These methods are laboratory, radiologic, sialographic, cytologic and histopathologic methods. Material and Method: In the present study, 50 cases, which had salivary gland disease, were performed sialography, ultrasonography (USG), computed tomography (CT) and fine needle aspiration biopsy (FNAB) were performed after medical history and physical examination. The benefits of these dianostic methods were evaluated. Results: In our study, it was found to be diagnostic as; 86.6 % in USG, 75 % in CT, 68.7 % inFNAB, and 61.5 in sialography, respectively. No statistically significant differences were found between acute sialoadenitis, chronic sialoadenitis and tumor groups in relation to blood amylase levels (p>0.05). Consequently, USG should be applied as the first method after a careful history and detailed physical examination in salivary gland disaseses. Conclusion: According to the our results, It should be used CT in cases, incurred in doubt and findings should be clear in relation to location, structure and spread. However, we should perform siyalography in cases who had suspected sialolitiasis or other similar obstruction. In addition, FNAB should be performed for differential diagnosis of the neoplastic and nonneoplastic lesions and to lead to the planning of surgery.
Salivary gland Sialography Computed tomography Ultrasound Fine needle aspiration biopsy
Giriş: Tükrük bezi tümörleri, organlarının embriyolojik fizyolojik özellikleri, anatomik komşulukları nedeniyle özel öneme sahiptir. Bu önemden dolayı tedavi planlaması özenle yapılmalı ve anamnezle fizik muayenenin yardımcı tanı yöntemlerine başvurulmalıdır. Bunlar laboratuar, radyolojik siyalografik, sitolojik ve histopatolojik yöntemlerdir. Materyal ve Metod: Bu çalışmada tükrük bezlerinde hastalık olan 50 olguya anamnez ve fizik muayeneden sonra siyalografi, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve ince iğne aspirasyon biyopsisi uygulandı. Bu tekniklerin her birinin tanı koymadaki yararlarını inceledik. Bulgular: Çalışmamızda total olarak ultrasonografiyi % 86.2, bilgisayarlı tomografiyi %75, ince iğne aspirasyon biyopsisini % 68.7, siyalografi % 61.5 oranında tanı koydurucu olarak bulduk. Yine yaptığımız çalışma sonucunda akut sialoadenitis, kronik sialoadenitis ve tümör grupları arasında kan amilaz seviyesi arasında fark bulunmamıştır. Sonuç: Tükrük bezi hastalıklarında dikkatli bir anamnez ve ayrıntılı bir fizik muayeneden sonra ilk uygulanacak yöntem ultrasonografi olmalıdır. Elde ettiğimiz bulgulara göre, kuşkuda kalınan, yerleşimi, yapısı ve yayılımı konusunda net bulguların gerektiği olgularda bilgisayarlı tomografi kullanılmalıdır. Taş ve buna benzer obstrüksiyon düşünülen olgularda siyalografi uygulanmalıdır. Ayrıca, neoplastik ve nonneoplastik kitlelerin ayrımı ve cerrahinin planlanmasına yardımcı olmak açısından ince iğne aspirasyon biyopsisi uygulanmalıdır.
Tükrük bezi siyalografi bilgisayarlı tomografi ultrason İnce iğne aspirasyon biyopsisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Orjinal Çalışma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 1 Sayı: 2 |