Dünya nüfusunun ve insan gereksinimlerinin giderek artması, günümüz toplumsal yaşam tarzlarının gereklilikleri varolan kaynakların zaman içinde tükenmesine ve gıda maddelerinin üretiminin artmasına yol açmaktadır. Buna bağlı olarak azalan kaynaklar üzerindeki üretimin artırılması süt sığırı işletmelerinde olduğu gibi birim alanda daha fazla üretim yapılmasına olanak sağlayan yoğun yetiştiricilik sistemlerinin yaygınlaşmasına neden olmuştur. Bunların sonucunda birçok çevresel problem ortaya çıkmış olup iklim değişiklikleri ve küresel ısınma bunlardan birisidir. Küresel ısınma; atmosfere salınan başlıca gazların neden olduğu düşünülen sera etkisi sonucunda dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isimdir. Yoğun yetiştiricilik sistemlerini kullanan süt sığırı işletmeleri küresel ısınmaya neden olan gazların (karbondioksit (CO2) ve metan (CH4)) önemli bir kaynağıdır. İnsanların faaliyetlerinde, üretim ve tüketim çıktılarını net bir şekilde görebilmeleri karbon ayak izi kavramını ortaya çıkarmıştır. Karbon ayak izi; birim CO2 cinsinden üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Süt sığırcılığında olduğu gibi diğer bütün endüstriyel üretimlerin karbon ayak izi hesaplamalarında kullanılan en yaygın yöntem, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından geliştirilen Tier 1-2-3 yaklaşımlarıdır. Bu çalışmada Bursa bölgesinde faaliyet gösteren bir süt sığırı işletmesinin karbon ayak izi Tier 1 yöntemine göre hesaplanarak küresel ısınmaya katkısı belirlenmiştir.
Karbon ayak izi karbondioksit metan sera gazı süt sığırı işletmeleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |