Bu çalışma, Elazığ ilinde kurumsal iletişim alanında çalışan kadın temsilcilerin sektörde tercih edilme nedenlerini ve bu temsiliyetin toplumsal, kültürel ve kurumsal dinamiklerle nasıl şekillendiğini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Kuramsal çerçevesi Judith Butler’ın toplumsal cinsiyetin performatifliği, Foucault’nun iktidar ve gözetim kavramları, Bourdieu’nun sembolik şiddet teorisi ve Althusser’in ideolojik aygıtlar kuramları üzerine bina edilmiş çalışma, metodolojik olarak nitel araştırma deseniyle organize edilmiş, kurumsal iletişim sektöründeki 10 kadın temsilciyle derinlemesine görüşmeler yapılmış; elde edilen veriler tematik analiz tekniğiyle değerlendirilmiştir. Bulgular, kadınların iletişim becerileri, duygusal zekâları ve estetik temsil kapasiteleri dolayısıyla kurumsal yapılar tarafından tercih edildiğini; ancak bu tercihin çoğu zaman karar alma süreçlerinden dışlandıkları bir temsil biçimine dönüştüğünü göstermektedir. Ayrıca Elazığ gibi geleneksel yapının güçlü olduğu bir kentte kadınların kurumsal iletişim alanında var olabilmek için geliştirdikleri stratejiler; mikro direniş biçimleri, sessiz dayanışmalar ve toplumsal pazarlık pratikleri olarak tanımlanmıştır. Sonuç olarak kadınların kurumsal iletişim alanındaki temsiliyeti, sadece mesleki yeterliliklere değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet rejimleri, kültürel kodlar ve iktidar ilişkileriyle şekillenen çok katmanlı bir yapının ürünü olduğu görülmektedir.
kurumsal iletişim kadın temsiliyeti toplumsal cinsiyet Elazığ
Fırat Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırmaları Etik Kurulu’nun 07.08.2025 tarih ve 2025/18 sayılı kararıyla izin alınmıştır.
Yoktur
This study aims to analyse the reasons why female representatives working in the field of corporate communication in Elazığ province are preferred in the sector and how this representation is shaped by social, cultural and institutional dynamics. Theoretically grounded in Judith Butler's performativity of gender, Foucault's concepts of power and surveillance, Bourdieu's theory of symbolic violence, and Althusser's theory of ideological apparatuses, the study was methodologically organised as a qualitative research design, involving in-depth interviews with 10 female representatives in the corporate communications sector. The findings indicate that women are preferred by corporate structures due to their communication skills, emotional intelligence, and aesthetic representation capabilities; however, this preference often translates into a form of representation that excludes them from decision-making processes. Furthermore, in a city such as Elazığ, where traditional structures are strong, the strategies women have developed to establish themselves in the field of corporate communication have been defined as micro-resistance forms, silent solidarity, and social bargaining practices. Consequently, women's representation in the field of corporate communication is seen to be the product of a multi-layered structure shaped not only by professional qualifications but also by gender regimes, cultural codes, and power relations.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Şehir Ekonomisi ( Kent Ekonomisi) |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 29 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 2 Eylül 2025 |
| Kabul Tarihi | 17 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: 24 |