Günümüzde Hadis tarihi incelenirken, Hicri II ve III. asırlarda geliştirilmiş, metodoloji ve terminoloji üzerinden değerlendirmeler yapılmakta, sahabe ve tabiûnun yaşadığı dönemin kendine has hususiyetleri fark edilememekte, dolayısıyla Hadis verileri değerlendirilirken bir tür anakronizme düşülmektedir. Oysa Sahabenin hadis bilgisi, ne kendilerinden nakledilen rivayetlerle, ne bize ulaşan verilerle sınırlanabilir. Sahabenin Hadisleri nakletmesinde, yaşadıkları coğrafya, dönemler kadar, yaşadıkları hadiselerin etkileri vardır. Bu dönem, coğrafya ve sahabenin kişisel-psikolojik-ilmi tercihleri Hadislerin nakledilmesinde önemli bir işlevi ifa etmişlerdir. Siyasi olarak Dört Halife ve Emeviler dönemine tekabül eden bu süreçte, gerek halk ve ilim çevrelerinden, gerekse siyasi çevrelerden sahabe sonrası kuşağa mensup kişilerin sahabe ile ilişkileri, Hadis rivayetinde bazı hususları belirginleştirirken bazı hususların da muğlaklaşmasına sebep olmuştur. Erken dönem hadis kaynakları farklı perspektiflerle incelendiğinde, Hadis tarihinin en kritik dönemlerinden olan tedvin öncesi döneme ilişkin önemli bulgulara ulaşılması mümkündür. Bu bulgular, Hadis algısını ve İslam ilimlerini etkileyebilecek nitelikte olabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Kitap Tanıtımları |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Ocak 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 12 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 7 |
Hadith Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.