حديث ابن عباس، الذي يُعد من الأدلة القوية على وجوب قتل المرتد، واردٌ في كتب العديد من المحدثين، وعلى رأسهم البخاري وأصحاب السنن الأربعة، مع تعدد طرقه المختلفة. ومع أن الحديث صحيح، فإن سبب وروده لم يُذكر صراحة. وعند النظر في السياق الذي استُخدم فيه خلال عصر الصحابة، يتضح أن الردة المذكورة هنا تتجاوز مجرد تغيير فردي وبسيط للدين.
وعند جمع الأحاديث المتعلقة بالردة، يمكن ملاحظة أن بعض الغموض يتم إزالته، مما يُسهم في فهم الصورة العامة. فعلى الرغم من أن حديث "من بدل دينه فاقتلوه" يدل على وجوب قتل المرتد بصورة قطعية، إلا أن جمعه مع أحاديث أخرى يُظهر أن القتل يعتمد على ترك الإسلام والانفصال عن الجماعة. ومع ذلك يبدو أن مفهوم الردة قد تم تقييده من خلال طلب التوبة من المرتد وانتظارها لإزالة أي شكٍّ.
وقد رأى المحدثون حديثَ "من بدل دينه فاقتلوه" كنص قانوني، وليس كحديث ترهيب، والدليل على ذلك أن الحديث ورد في كتب الحديث تحت أبواب مختلفة، لكنه عُرض غالباً تحت كتاب "الحدود" بابًا مستقلًا تحت عنوان "حكم المرتد". كما أن جمهور الفقهاء اعتمدوا إلى حد كبير نفس العناوين التي استخدمها أهل الحديث، أما فقهاء المذهب الحنفي فتناولوا مسألة الردة في إطار القانون الدولي الإسلامي وفضلوا عرضها ضمن فصل "كتاب السير.
The concept of apostasy, which refers to a person leaving the Islamic faith and entering disbelief, is mentioned in the Quran and hadith literature as a significant event. One of the main hadiths supporting this concept is often referred to as the “apostasy hadith,” which translates to “Kill anyone who changes his religion.” Although various hadith scholars have transmitted this hadith in different parts of the collections, it is generally found under the “Hudûd” section (chapter) within the “Hükm of Mürtedin” subheading (bab). These chapter headings, frequently used by hadith scholars, contain valuable clues for understanding the hadiths and are adopted by many commentators. This hadith, widely accepted as authentic (sahih), serves as a basis for the legal ruling on apostasy, and there is a consensus regarding its theoretical significance. However, consensus on its practical application has not been established. It is understood that there is no contradiction between this hadith and the Quranic verse “There is no compulsion in religion.” In classical understanding, it is interpreted that this verse was either abrogated or explained with a specific context. This study does not aim to cover the entire issue of apostasy in detail but focuses specifically on the place and interpretation of Ibn Abbas’s hadith in the narration sources. To this end, the commentators’ remarks on this hadith, the approach of fuqahâ (Islamic jurists) to the narration, the background of the narration, and whether there was a conflict between this narration and the Quranic verses are examined. The study is limited to classical sources, with direct quotations used extensively to accurately represent the commentators' interpretations.
Ḥadīth Interpretation Apostasy Changing Religion Commentator Ibn Abbas
Kişinin İslâm dininden ayrılıp küfre girmesini ifade eden irtidad kavramı, Kur’ân ve hadis kaynaklarında bir vakıa olarak yer almıştır. Bu durumun önemli dayanaklarından biri, adına “irtidad hadisi” diye adlandırılabileceğimiz “Dinini değiştireni öldürün” rivayetidir. Muhaddisler, bu hadisi ale’l-ebvâb kaynakların farklı bölümlerinde tahrîc etmişlerse de genellikle “Hudûd” bölümü (kitâb) altında, “Mürtedin Hükmü” alt başlığıyla (bâb) müstakil olarak ele almışlardır. Muhaddislerin çoğunlukla kullandığı bab başlıkları, hadislerin anlaşılmasında önemli ipuçları barındırdığı için şârihler tarafından da benimsenmiş ve sürdürülmüştür. Birçok muhaddis tarafından aktarılan ve “sahîh” kabul edilen bu hadisin, hükme medar olduğu ve teorik anlamda üzerinde icmâ meydana geldiği vurgulanmış ancak uygulamasında icmânın varlığı belirlenememiştir. İlgili hadisle “Dinde zorlama yoktur” âyeti arasında bir çelişkinin olmadığı, klasik anlayışta bu âyetin neshedildiği veya özel nüzûl sebebiyle açıklandığı anlaşılmıştır. Bu çalışmada, irtidad meselesi tüm yönleriyle ele alınmamış, yalnızca konunun en önemli dayanaklarından biri olan İbn Abbâs hadisinin rivayet kaynaklarındaki yeri ve yorumunun incelenmesi amaçlanmıştır. Bu maksatla şârihlerin ilgili hadis hakkındaki yorumları, fukahânın rivayete yaklaşımı, rivayetin arka planı ve gelenekte bu rivayet ile Kur’ân arasında bir teâruzun tartışılıp tartışılmadığı ele alınmıştır. Çalışma, klasik kaynaklarla sınırlandırılmış olup şârihlerin yorumlarını doğru yansıtmak amacıyla doğrudan alıntılara sıkça başvurulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 13 |
Hadith Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.