Din, farklı bakış açılarından hareketle farklı
şekillerde tanımlanır. Genelde de bu tanımlar; ya ilahi boyutuna vurgu
yapılarak ya da toplumsal boyutu ön plana çıkartılarak yapılır. İster toplumun
bir fonksiyonu olarak tanımlansın isterse de “kutsalın tecrübesi” olarak
tanımlansın sonuçta din, toplum için vardır. Tarih boyunca dinsiz bir topluma
rastlanılmamıştır. Din-toplum-eğitim etkileşimi sürekli gündemde olmuş ve din
ve eğitimin toplumsal yaşam üzerindeki etkisini sorgulayan sorular, bilim
adamlarının temel uğraş alanını oluşturmuştur. Acaba din ile toplum arasında nasıl bir ilişki vardır? Din mi toplumu
etkilemekte yoksa toplum mu dini etkilemektedir? Aralarındaki etkileşimin
boyutu nedir? Toplumların yükselişinde ve çöküşünde dinin rolü var mıdır, ya da
varsa ne ölçüde vardır? Eğitim bu işin neresindedir? Toplumların değişim ve
dönüşümünde Din-Toplum ve Eğitim olgularının etkisi nedir? Bu sorular,
toplumsal ilişkiler üzerine kafa yoran herkesi meşgul etmiştir ve öyle
görülüyor ki toplum var oldukça da meşgul etmeye devam edecektir.
Religion is defined diversely depending on various
points of view.. In general, these definitions are
made emphasizing either divinity or social aspects. Depending on its
definition, whether as a function of society or as
an experience of the sacred, religion exists for society. We know of no society
that has lived without religion throughout history. The interaction between
religion, society and education has always been under discussion, and the
questions regarding its effects on social life have constantly occupied the
minds of scientists. What kind of relationship does religion and society
have in reality? Is it religion that influences society or vice versa? What is
the extent of this relationship? Does religion have a role in the rise and fall
of societies? If yes, to what extent is this role effective? Where does
education lie as far as this effect is concerned? What are the effects of
religion, society and education in the development and transformation of
societies? These are the questions that have occupied the minds of those
interested in social relationships, and it so appears that this will continue
to be the case as long as societies exist.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 2 |