Objective: The descriptive study was carried out to determine the relationship between “nurses' job stress and their tendency towards medical error”.
Method: No sample selection method was used. All nurses working in all units were included in the study (n=92). The Swedish Demand-Control-Support Questionnaire (Job Stress Scale) and the Medical Error Tendency Scale were used to collect the data.
Results: Mean age of the participants was 32.42±7.83 and mean working time in nursing was 10.97±8.27 years. Mean total scores for Job Stress Scale (28.83±4.63) and Medical Error Tendency Scale (230.68±10.78) were low and no statistically significance was found (p>0.05). There was a statistically significant difference between working time as a nurse and "social support" and "job stress" variables (p<0.05). As working time as a nurse increased, social support and job stress decreased. Mean job stress score of the male nurses was significantly higher than mean job stress score of the female nurses (p<0.05). There was a statistically significant difference between the skill use variable and the participants' education status, the skill use levels of the nurses with a bachelor degree were lower than those with different education levels (p<0.05). A statistically significant difference was found between the social support and the units at which the participants worked (p<0.05), and mean social support score of the nurses working at intensive care units was significantly higher than than those working at other units.
Conslusion: It was found in the study that the job stress and medical error tendency of the nurses were low. It was determined that this low tendency was affected by increase in nursing experience, female sex and the unit at which the participant worked.
Nursing job stress job demands job control social support questionnaire medical error
Amaç: Bu araştırma, “Hemşirelerin iş stresi, iş yükü, iş kontrolü ve sosyal destek düzeyi ile tıbbi hataya eğilimleri arasındaki ilişkiyi” belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı.
Yöntem: Çalışmada herhangi bir örneklem seçim yöntemi uygulanmayıp, tüm birimlerde çalışan hemşireler çalışmaya dahil edildi (n=92). Veri toplamada; İsveç İş Yükü-Kontrol-Destek Anketi (İş Stres Ölçeği) ve Tıbbi Hataya Eğilim Ölçeği kullanıldı.
Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 32,42±7,83 olup, hemşirelikte çalışma süreleri ise 10,97±8,27 yıldır. Toplam iş stresi puan ortalaması (28,83±4,63) ve toplam tıbbi hata puan ortalaması (233,66±11,58) düşük olup, iş stresi ile tıbbi hataya eğilim durumu arasında anlamlı fark görülmedi (p>0,05). Hemşirelikte çalışma süresi ile “sosyal destek” ve “iş stresi” değişkenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu (p<0,05), hemşirelikte çalışma süresi arttıkça, sosyal desteğin ve iş stresinin azaldığı saptandı. İş stresi değişkeni bakımından erkeklerin iş stresi puan ortalamasının, kadınların puan ortalamasından anlamlı derecede daha yüksek (p<0,05) olduğu görüldü. Beceri kullanımı değişkeni ile katılımcıların eğitim durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu, lisans mezunu hemşirelerin beceri kullanım düzeylerinin diğer eğitim durumlarından daha düşük olduğu (p<0,05) saptandı. Sosyal destek değişkeni ile katılımcıların çalıştıkları birimler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olduğu (p<0,05), yoğun bakımda çalışanların ortalama sosyal destek değerinin diğer birimlerde çalışanlara göre anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı.
Sonuç: Bu çalışmada genel olarak hemşirelerin iş streslerinin ve tıbbi hataya eğilim düzeyinin düşük olduğu belirlendi. Bu düşüşün, çalışma süresi dolayısıyla deneyimin artışı, cinsiyetin kadın oluşu ve çalışılan birim farklılığı gibi değişimlerden etkilendiği görüldü.
Hemşirelik iş stresi iş yükü iş kontrolü sosyal destek anketi tıbbi hata
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 20 Sayı: 1 |