Over the past few decades, interest in antiquity in Islamic regions has increasingly come to the centre of academic debate. In this regard, within the existing body of research, there is a broad consensus that during the Middle Ages there was activity among Muslim rulers and literate groups in Iraq, Iran and especially Egypt to collect, study and preserve pre-Islamic antiquities. However, when we turn our attention to Seljuk and Ottoman Anatolia, we find that the existing body of scholarship is still extremely sparse. In this context, Antalya, which has been an attractive field of research for travellers, antiquarians, antiquarians and archaeologists since the late 18th century, is an appropriate example to illustrate the current state of affairs. In the present paper, we focus on the multifaceted relations between treasure hunters, collectors, antiquities smugglers and administrators in Antalya between the 16th and 20th centuries, focusing on Ottoman archival documents, most of which have been published to date. Such an endeavour provides us with the opportunity to recall hitherto missing pieces of the archaeological history of Antalya, while at the same time reasserting the theses on the deliberate destruction of antiquities in the Teke Peninsula, which are often cited in the Eurocentric literature.
Geçtiğimiz birkaç on yıl içerisinde İslami bölgelerde antikiteye duyulan ilgi gittikçe artan bir şekilde akademik tartışmaların merkezine oturuyor. Bu bağlamda, mevcut araştırma birikimi içerisinde Ortaçağlar boyunca Irak, İran ve özellikle de Mısır’daki Müslüman yöneticiler ve okur-yazar gruplar arasında İslamiyet öncesine ait eski eserlerin toplanması, incelenmesi ve korunmasına dönük faaliyetlerin bulunduğu konusunda geniş bir uzlaşı bulunuyor. Bununla birlikte, ilgi alanımızı Selçuklu ve Osmanlı Anadolusu’na çevirdiğimizde hali hazırdaki çalışmaların henüz son derece cılız bir birikime sahip olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda 18 yüzyıl sonlarından bu yana gezginler, antiküryenler, eskiçağ uzmanları ve arkeologlar açısında cazip bir araştırma sahası olan Antalya hali hazırdaki, durumu ortaya koymak için uygun bir örnek oluşturuyor. Nitekim sunulan makalede çoğu bugüne değin yayımlanmış Osmanlı Arşiv belgelerine odaklanarak 16-20. yüzyıllar arasında Antalya’da defineciler, koleksiyonerler, eski eser kaçakçıları ve idareciler arasındaki çok yönlü ilişkileri konu ediniyoruz. Bu türden bir çaba bize Antalya arkeoloji tarihinin bugüne kadar eksik kalmış parçalarını yeniden hatırlama fırsatı sunarken aynı zamanda Avrupa merkezli yazında sıklıkla dile getirilen Teke Yarımadası’nda eski eserlerin bilinçli bir şekilde tahribine ilişkin tezleri yeniden tartışma olanağı sağlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Akdeniz Tarihi, Yakınçağ Osmanlı Tarihi, Yeniçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 10 Mayıs 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mayıs 2025 |
Gönderilme Tarihi | 17 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 17 Sayı: 2 |