Gebelik, her kadın için eşi ve benzeri olmayan bir yaşam
deneyimidir. Bunun yanı sıra doğurganlık, çoğu toplumlarda kadının aile ve
toplum içerisindeki statüsünün belirlenmesinde de etkili olabilmektedir.
Gebelikle kadın ve eşi, mutluluk, sevinç ve heyecan yaşarken, gebeliğin
getirdiği fizyolojik yük ve psikolojik değişikliklerin yarattığı rahatsızlık ve
kaygı ile birlikte ebeveynlik rolünü hissetmeye başlar. Gebeliğe ve getirdiği
değişikliklere uyum, her kadın ve aile için farklılık gösterebilmekte ve buna
bağlı olarak uyuma yönelik farklı tepkiler ve algılar hatta sorunlar ortaya
çıkabilmektedir. Kadının gebeliğe uyumunu etkileyen faktörler arasında, kendi
kişisel deneyimleri, kültürel düzeyi ve anneliğe hazır oluşluğu, aile
bireylerinin gebeliğe karşı tutumları, ailenin sosyo-ekonomik yapısı, kadında
önceden var olan fiziksel ve ruhsal hastalıklar, önceki gebeliklerde yaşanan
riskli durumlar, ailedeki çocuk sayısı, bu gebeliği isteme ya da planlama
durumu, sosyal destek sistemleri gibi konular yer almaktadır. İşte bu ve
benzeri faktörler, kadının gebeliğini algılama konusunda belirleyici
olabilmektedir. Dolayısıyla gebe, eş ve ailenin bu yeni duruma fiziksel
psiko-sosyol yönden uyumu sağlayabilmesi için bakıma ve eğitime gereksinimi
vardır. Bütüncül bir yaklaşımla sunulan kapsamlı ve nitelikli bir prenatal
bakım, bu gereksinimi önemli ölçüde karşılayarak anne ve bebek sağlığını
yükseltecektir. Nitekim antenatal eğitim ve /veya doğuma hazırlık programlarına
katılan gebelerin, gebeliklerini olumlu algıladıkları ve uyum süreçlerini daha
kolay tamamladıkları belirtilmektedir. Bu makalede, kadının gebeliği algılama
durumu ve etkileyen faktörler, literatür ışığında tartışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | DERLEME YAZILARI |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |