Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri

Yıl 2007, Cilt: 5 Sayı: 1, 85 - 100, 30.06.2007

Öz

Bilgiyi bir başkasıyla paylaşma nasıl tabiî ve iç güdüsel bir bireysel faaliyet ise, toplumsal

planda bir birikimi sonraki nesle aktarma ve dolayısıyla bilgiyi bu yolla muhafaza etmeye

çalışma da bir o kadar tabiîdir. Bu doğal sürecin sürdürülmesini sağlayan, toplum bireylerinin

kolektif şuurudur. Pek tabiidir ki, çeşitli şartlara bağlı olarak, kimi toplumlarda bu tür

süreçler tekâmül ederken kimilerinde ise akîm kalabilir. İslâm toplumunda, daha Hz. Peygamber

hayattayken başlayan belleme ve aktarma çabası, onun vefatıyla birlikte, hicrî I. asır

itibariyle, sistemleşme/tekâmül sürecine girmiştir. Bu çalışmada, tabiî bir toplumsal aktivite

neticesi, peygamberin hatırâtını koruma refleksiyle harekete geçen rivayet sisteminin oluşum

ve gelişim safhalarında ne tür râvi modellerinin sistemde yer aldığı hususunda teorik bir yaklaşım

ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu sayede, sonraki dönem hadis literatürüne yansımış

râviler arası ilişkilerin ve bu ilişkiler yoluyla nakledilmiş bilgilerin değeri konusunda daha

sağlıklı bir neticeye varmanın mümkün olacağı düşünülmüştür.

Kaynakça

  • Hadis Tetkikleri Dergisi, (HTD), V/1, 2007.
Yıl 2007, Cilt: 5 Sayı: 1, 85 - 100, 30.06.2007

Öz

Kaynakça

  • Hadis Tetkikleri Dergisi, (HTD), V/1, 2007.
Toplam 1 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Bölüm Makaleler
Yazarlar

Halis Aydemir

Yayımlanma Tarihi 30 Haziran 2007
Yayımlandığı Sayı Yıl 2007 Cilt: 5 Sayı: 1

Kaynak Göster

APA Aydemir, H. (2007). Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri. Hadis Tetkikleri Dergisi, 5(1), 85-100.
AMA Aydemir H. Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri. HTD. Haziran 2007;5(1):85-100.
Chicago Aydemir, Halis. “Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri”. Hadis Tetkikleri Dergisi 5, sy. 1 (Haziran 2007): 85-100.
EndNote Aydemir H (01 Haziran 2007) Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri. Hadis Tetkikleri Dergisi 5 1 85–100.
IEEE H. Aydemir, “Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri”, HTD, c. 5, sy. 1, ss. 85–100, 2007.
ISNAD Aydemir, Halis. “Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri”. Hadis Tetkikleri Dergisi 5/1 (Haziran 2007), 85-100.
JAMA Aydemir H. Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri. HTD. 2007;5:85–100.
MLA Aydemir, Halis. “Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri”. Hadis Tetkikleri Dergisi, c. 5, sy. 1, 2007, ss. 85-100.
Vancouver Aydemir H. Hadis Rivayet Sisteminde Râvi Modelleri. HTD. 2007;5(1):85-100.

İlim Tasavvurumuz Üzerine…

İslâm ilim geleneği, ihtiva ve temsil ettiği zâhirî, aklî, felsefî ve irfânî zenginliği ile küllî bir gerçekliği yansıtmaktadır. Söz konusu zenginlik alanlarının her birisi meşrûiyyetini, kendi usûlü dairesinde hakikat arayışı süreci içerisinde bulunuşuyla temellendirmektedir. Başlı başlarına müstakil birer ilim dalı olmaları ve bunun neticesinde tarifi, gayesi ve mesâili itibariyle sınırları belirgin olsa da, ortak bir tasavvura aracılık etmeleri dolayısıyla kaçınılmaz biçimde, bünyesinde sair ilimlerle kendi zaviyelerinden müştereklikler barındırır. Ne var ki, kendine has mesâildeki farklılaşmalar, bütünün temsil ettiği küllî tasavvurun varlığına engel değildir.
Geçmişte ve günümüzde, geleneğin bu yönü gözden kaçırıldığında, ilimler arası irtibat, sözü edilen müştereklikler üzerinden değil, ayrışmalardan hareketle kurulmaya çalışılmıştır. Esasen İslâm ilim geleneğini, ilimler arası iç çekişmelerin ve tartışmaların odağı olarak görmek böyle bir yaklaşım neticesinde ortaya çıkmıştır. Kadîm ilim geleneğimizi fikrî karışıklığın odağı olarak görme zafiyetini sadece şarkiyat geleneğinin bir refleksi imiş gibi kabul etmek kolaycı bir yaklaşımdır. Şarkiyat geleneği ‘ötekinin duruşunu’ temsil ettiği için dikkate alınması ve zafiyetlerine odaklanılması gereken, ‘öteki’lerin dışında kalanlar, yani ‘biz’ olmalıyız.
İlim ehli taifeyi teşkil eden bizlerin bu süreçte yapması gereken, dışardan ve çatışma odaklı yaklaşımı bir yana bırakıp; kendilerini İslâm tasavvurunu zayıflatmaya adamış kişilerin yöntemlerinin üst dilini keşfederek, benzer hatalara düşmekten kurtulmak, muhtelif ilimleri aynı müştereklikte cem eden kadîm geleneğimizin üst tasavvuruna odaklanmaktır.
İslâm toplumu olarak, fikrî hamlemizi gerçekleştirmemiz, körü körüne taklîdi bir yana bırakıp, bize ait değerler manzumemizi keşfetmemize bağlıdır. Modern çağın bilgi üzerindeki bizi kuşatan tahakkümü ve kendi değerlerini bize taşıyan imkânlarını ‘mihengimize’ vurmadan özümseme, bizi sürekli olarak kimliğimizden uzaklaştırmaktadır. Günümüzde öğrendiğimiz en önemli esas, ‘bilginin/ma‘lûmâtın’ kutsallığı iddiasıdır. Oysa her dönemde, mukaddes olan hakikat ve ma‘rifettir. Bir başka ifade ile varlığımız meşrûiyyetini bilgi peşinde koşmamızdan değil, hakikat yolcusu olmamızdan almalıdır.
Doğru yanlış her türlü bilginin kutsanması sebebiyledir ki, arama motorları ve sosyal medya plâtformaları üzerinden paylaşılan veriler, tıpkı, geçmişte ilimler ve ilim ehli arasında sadece ma‘lûmâta odaklanıldığında, ilimler arasındaki müşterek zeminin fark edilememesi ve İslâm tarihinin çatışmalar tarihi şeklinde algılanması gibi, bir ölçüye vurulmaksızın yaygınlığı nisbetinde doğru ve tayin edici bir konum ihrâz etmiştir. Bizler geçmişin ve günümüzün tecrübesinden istifade ederek, tekrar aynı hataya düşmediğimizden emin olmalıyız.
Şu halde, ilim ehline düşen, öncelikle ilimlerin usûlleri ve telif tarzlarının müşterekliğini temin eden ‘üst dilini’; bir başka ifade ile ‘küllî tasavvurunu’ keşfe yönelik gayretlerini arttırmaktır. İlmin bugünkü temsilcilerinin, İlâhî hakîkati zâhirî, aklî, rûhî, kalbî, irfânî plânda idrak için ömür tüketen geçmiş âlim, hakîm ve ârifler ile eserler üzerinden bağ kurmak suretiyle, onların arayış tecrübelerinden istifade etmeleri, ilimleri kuşatan küllî tasavvurun idrâkini mümkün kılacaktır. Bizi küllî tasavvura ulaştıracak olan vasıta, bazen dilin sunduğu imkânlar, bazen akıl, mantık ve felsefenin hâsıl ettiği kazanımlar, bazen de kalbin ve irfânî geleneğin ulaştığı hakikatler olabilecektir.
Bütün bu hususların arayışı içerisinde olan, Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) aracılığı ile de, bize ait duruşa ve müşterek tasavvuru keşfin zaruretine dikkat çekmeyi kaçınılmaz görüyoruz. Bir başka ifade ile, tedbirimizi alıp, tedârikimizi ikmâl ederek seyrimize devam etmenin mutlak ihtiyacımız olduğunu fark ederek, ‘cihet-i vahdemizi’ yeniden hatırlamalı, uydu olmaktan, ezilmişlikten kurtulmalı, kendimize ait usûl, ulemâ ve kitâbiyâta dönmeli, ilmî düşünüşümüzü yeniden ‘âlî tasavvurumuza’ uygun hâle getirmeliyiz.
Kırk ikinci sayımızla, akademik dergicilikte kemâle erdiğimizin göstergesi olarak, kesintisiz yayın hayatını sürdürerek, geride bıraktığımız ilk yirmi yılın ardından, Hadis Tetkikleri Dergisi’nin bu nüshasında; hadis ilimlerinin muhtelif alanlarında ilginizi çekecek tetkiklere yer verdik. İslâm coğrafyasının uzak diyarlarının tasavvurlarını bize sunan makaleler, eser tetkikleri, bilimsel etkinlik ve kitap tanıtımları bu sayımızda sizlerin ilgisine arz ettiğimiz içeriğimizdir.
Destekleriniz sayesinde muhteviyâtı daha da zenginleşecek olan Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) işaret edilen hususlarda bize iletilen her türlü talebe açık olup, bütün imkânlarını kullanarak arzu edilen hususlarda yazarlarımızın yanında olmaya çalışacaktır.
Geride bıraktığımız yirmi yıl ve kırk iki sayı boyunca Hadis Tetkikleri Dergisi’ne (HTD) destek olan, sahip çıkan, bizleri cesaretlendiren, yazılarıyla bizi onurlandıran hayatta olan ve ahirete irtihal eden bütün hoca ve kardeşlerimize şükranlarımızı sunarken, bundan sonra da HTD’nin imkânlarının, araştırmacılarımızın hizmetinde olduğunu te’yîden ifade istiyoruz. Gelecek sayılarımızda görüşmek dileğiyle...
Saygılarımızla...

İbrahim HATİBOĞLU