Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr

Yıl 2021, Cilt: 19 Sayı: 1, 29 - 48, 30.06.2021

Öz

Bu araştırma, kısa ve öz bir şekilde, genel anlamda şer‘î ilimlerin, özelde de hadis ilminin son asırdaki en önde gelen âlimlerinden, kendisini anlatmak yerine icraatıyla konu-şan, var olduğu andan itibaren Allah ve Resûlü’ne olan muhabbetinin aklını, ruhunu kuşattığı ve kendisine en uygun lakabın ‘Kur’ân ve Hadis Hizmetkârı’ olacağı birinin; Allame, Muhaddis. Müfessir, Mutkın, Mütefennin, Kudve, Nübüvvet hânesinin soyundan, ahlâk ve fütüvvet âbidesi babam Dr. Nûreddîn ‘Itr’ı (Allah kendisine rahmetiyle muâmele eylesin, kendisinden razı olsun ve kendisini de râzı kılsın) konu edimektedir. O, özellikle hadîs-i şerîf ilimleri konusunda öne çıkmış olup, bu konuda imâm idi. Hatta ‘Şam diyarının muhaddisi’ ifadesi mecâzî olarak, sadece onu ifade etmek için kullanılmıştır. İslâm ümmeti, kısa bir süre önce onu kaybetmenin üzüntüsünü yaşadı. Bu araştırma, ayrıntılı biçimde değil, ana hatlarıyla onun hayatının çeşitli yönlerini ele almaktadır. Zira bu tür çalışmaları yapmak, ancak üniversitelerde tez konusu olarak çalışılabilir. Bu sebeple ben burada, onun genel biyografisinden ve içinde büyüdüğü çevreden, pâk âilesinden ve ilk gençlik yıllarından itibaren ilme olan iştiyakından, belli başlı hocaları, ilim yolculuğu, talebeleri, eserleri ve bir kısmı yaratılıştan, bir kısmı mücâhedei nefs, kalb temizliği sayesinde kazanılmış dikkat çeken şahsî evsafına temas ettim. İlmî yönden de (Allah ona rahmet etsin ve ondan razı olsun), muhaddislerin usullerini, Ezher âlimlerinin de şehâdet ettiği üzere, hadis çalışmalarında yeni bir kapı açarak; çağdaş bir üslupla ele alan ilk kişi olmuştur. Aynı şekilde, akranları arasında mukayeseli çalışmalar yapmasıyla da öne çıkan ilk kişidir. İlim talebelerinin üzerine düşen, onun izinden gitmek ve usulünü takip etmektir. Allah bize de bunu yapmayı lütfeylesin.

Kaynakça

  • Nureddin Itr, Ayatü’l-ahkâm tefsir ve istinbat, Dımaşk: Câmiatu Dımaşk 1995/1416-1996/1417.
  • Nureddin Itr, el-İmam et-Tirmizi, Kahire: Lecnetü't-Te’lif ve't-Terceme ve’n-Neşr 1970.
  • İbn Hacer el-Askalanî, İ‘lamü’l-enâm şerhu Bulûğu’l-meram min ehadisi’l-ahkam, nşr. Nureddin Itr, Dımaşk: Dârü’l-Ferfur 1998/1419.
  • Nureddin Itr, Menhecü'n-nakd fî ulumi'l-hadis, Dımaşk: Dârü'l-Fikr 1981.
  • Ebû Bekr el-Hatîb Ahmed b. Ali b. Sabit Hatîb el-Bağdadî, Târîhu Bağdad ev Medîneti’s-selam, Beyrut : Dârü'l-Kütübi'l-İlmiyye 463/1071.
  • Ebû Abdurrahman Muhammed b. Hüseyin Sülemî, Tabakatü's-sufiyye, Kahire : Cemaatü’l-Ezher, 1953/1372.
  • Ebû Abdullah Haris b. Esed Muhasibî, Risaletü'l-müsterşidin, thk. Abdülfettah Ebû Gudde, Kahire: Dârü's-Selam 1988.
  • Ebû Nasr Abdullah b. Ali et-Tusi Serrac, el-Lüma’ fî tarihi’t-tasavvufi’l-İslâmî, nşr. Kamil Mustafa Hindâvî, Beyrut: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye 2001/1421.
  • Ebü'l-Felah Abdülhay b. Ahmed b. Muhammed İbnü'l-İmad, Şezeratü'z-zeheb fî ahbari men zeheb, thk. Abdülkadir Arnaut, Mahmûd Arnaut, Beyrut: Dâru İbn Kesir 1986.
  • Hayreddin Ziriklî, el-A‘lâm kamusu teracim, 1396/1976.

Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr

Yıl 2021, Cilt: 19 Sayı: 1, 29 - 48, 30.06.2021

Öz

Bu araştırma, kısa ve öz bir şekilde, genel anlamda şer‘î ilimlerin, özelde de hadis ilmi-nin son asırdaki en önde gelen âlimlerinden, kendisini anlatmak yerine icraatıyla konu-şan, var olduğu andan itibaren Allah ve Resûlü’ne olan muhabbetinin aklını, ruhunu ku-şattığı ve kendisine en uygun lakabın ‘Kur’ân ve Hadis Hizmetkârı’ olacağı birinin; Al-lame, Muhaddis. Müfessir, Mutkın, Mütefennin, Kudve, Nübüvvet hânesinin soyundan, ahlâk ve fütüvvet âbidesi babam Dr. Nûreddîn ‘Itr’ı (Allah kendisine rahmetiyle muâme-le eylesin, kendisinden razı olsun ve kendisini de râzı kılsın) konu edimektedir. O, özel-likle hadîs-i şerîf ilimleri konusunda öne çıkmış olup, bu konuda imâm idi. Hatta ‘Şam diyarının muhaddisi’ ifadesi mecâzî olarak, sadece onu ifade etmek için kullanılmıştır. İslâm ümmeti, kısa bir süre önce onu kaybetmenin üzüntüsünü yaşadı. Bu araştırma, ay-rıntılı biçimde değil, ana hatlarıyla onun hayatının çeşitli yönlerini ele almaktadır. Zira bu tür çalışmaları yapmak, ancak üniversitelerde tez konusu olarak çalışılabilir. Bu se-beple ben burada, onun genel biyografisinden ve içinde büyüdüğü çevreden, pâk âile-sinden ve ilk gençlik yıllarından itibaren ilme olan iştiyakından, belli başlı hocaları, ilim yolculuğu, talebeleri, eserleri ve bir kısmı yaratılıştan, bir kısmı mücâhede-i nefs, kalb temizliği sayesinde kazanılmış dikkat çeken şahsî evsafına temas ettim. İlmî yönden de (Allah ona rahmet etsin ve ondan razı olsun), muhaddislerin usullerini, Ezher âlimleri-nin de şehâdet ettiği üzere, hadis çalışmalarında yeni bir kapı açarak; çağdaş bir üslupla ele alan ilk kişi olmuştur. Aynı şekilde, akranları arasında mukayeseli çalışmalar yapma-sıyla da öne çıkan ilk kişidir. İlim talebelerinin üzerine düşen, onun izinden gitmek ve usulünü takip etmektir. Allah bize de bunu yapmayı lütfeylesin.

Kaynakça

  • Nureddin Itr, Ayatü’l-ahkâm tefsir ve istinbat, Dımaşk: Câmiatu Dımaşk 1995/1416-1996/1417.
  • Nureddin Itr, el-İmam et-Tirmizi, Kahire: Lecnetü't-Te’lif ve't-Terceme ve’n-Neşr 1970.
  • İbn Hacer el-Askalanî, İ‘lamü’l-enâm şerhu Bulûğu’l-meram min ehadisi’l-ahkam, nşr. Nureddin Itr, Dımaşk: Dârü’l-Ferfur 1998/1419.
  • Nureddin Itr, Menhecü'n-nakd fî ulumi'l-hadis, Dımaşk: Dârü'l-Fikr 1981.
  • Ebû Bekr el-Hatîb Ahmed b. Ali b. Sabit Hatîb el-Bağdadî, Târîhu Bağdad ev Medîneti’s-selam, Beyrut : Dârü'l-Kütübi'l-İlmiyye 463/1071.
  • Ebû Abdurrahman Muhammed b. Hüseyin Sülemî, Tabakatü's-sufiyye, Kahire : Cemaatü’l-Ezher, 1953/1372.
  • Ebû Abdullah Haris b. Esed Muhasibî, Risaletü'l-müsterşidin, thk. Abdülfettah Ebû Gudde, Kahire: Dârü's-Selam 1988.
  • Ebû Nasr Abdullah b. Ali et-Tusi Serrac, el-Lüma’ fî tarihi’t-tasavvufi’l-İslâmî, nşr. Kamil Mustafa Hindâvî, Beyrut: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye 2001/1421.
  • Ebü'l-Felah Abdülhay b. Ahmed b. Muhammed İbnü'l-İmad, Şezeratü'z-zeheb fî ahbari men zeheb, thk. Abdülkadir Arnaut, Mahmûd Arnaut, Beyrut: Dâru İbn Kesir 1986.
  • Hayreddin Ziriklî, el-A‘lâm kamusu teracim, 1396/1976.
Toplam 10 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Arapça
Konular Din Araştırmaları
Bölüm Makaleler
Yazarlar

Rāwiyah ‘ıtr Bu kişi benim

Yayımlanma Tarihi 30 Haziran 2021
Yayımlandığı Sayı Yıl 2021 Cilt: 19 Sayı: 1

Kaynak Göster

APA ‘ıtr, R. (2021). Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr. Hadis Tetkikleri Dergisi, 19(1), 29-48.
AMA ‘ıtr R. Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr. HTD. Haziran 2021;19(1):29-48.
Chicago ‘ıtr, Rāwiyah. “Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr”. Hadis Tetkikleri Dergisi 19, sy. 1 (Haziran 2021): 29-48.
EndNote ‘ıtr R (01 Haziran 2021) Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr. Hadis Tetkikleri Dergisi 19 1 29–48.
IEEE R. ‘ıtr, “Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr”, HTD, c. 19, sy. 1, ss. 29–48, 2021.
ISNAD ‘ıtr, Rāwiyah. “Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr”. Hadis Tetkikleri Dergisi 19/1 (Haziran 2021), 29-48.
JAMA ‘ıtr R. Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr. HTD. 2021;19:29–48.
MLA ‘ıtr, Rāwiyah. “Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr”. Hadis Tetkikleri Dergisi, c. 19, sy. 1, 2021, ss. 29-48.
Vancouver ‘ıtr R. Babam Hocam Şeyhim: Prof. Dr. Nûreddîn ‘Itr. HTD. 2021;19(1):29-48.

İlmî Tedrîsâtın Tertîbi Üzerine…

    Her düşünce ve tasavvur, kendi iç bütünlüğü içerisinde bir ilim telâkkîsine sahiptir. İslâmî ilim geleneği de kendi bütünlüğü içerisinde bu telâkkîyi önce inşâ sonra ikmâl etmiştir. Hayatın tabi akışı içerisinde ihtiyaçlar zuhûr ettikçe önce ilmî geleneğinin alt yapısını teşkil edecek ve istidlâle medâr olacak davranış ve deliller cem‘ ve tasnif edilmiş, sonra bunlar konularına göre taksime tabi tutulmuştur. İslâmî ilimlerin teşekkülünün ilk merhalesini teşkil eden cem‘ dönemi diyebileceğimiz bu sürecin ardından yeni bir telif sürecine intikâl edilmiştir.
    İlim dallarının birbirinden ayrışmaya başladığı, konularının kendine haslığı göz önünde bulundurularak hususî eserlerde toplanmaya başlandığı birkaç yüzyıl devam eden bir sürecin ardından, özellikle farklı medeniyetlere ve dinlere mensup kişilerin Müslüman olmaları ile birlikte, onların sahip olduğu birikim ile İslâmî ilimlerin her birinin sahip olduğu kazanımlar mezcedilmeye başlandı. Dolayısıyla tasnif dönemi diyebileceğimiz bu süreci ikinci bir adım, imtizâcın hâsıl ettiği müktesebâtı ise tefekküre doğru atılan ilk adım olarak değerlendirmek mümkündür.
    İlim dallarının, malumâta dayalı inşâdan tefekküre dayalı tasavvura geçişinde söz konusu ara merhale çok önemli bir tesir icra etmiştir. Bugün İslâmî düşüncenin tefekkür temellerinin sağlamlaştırıldığı merhale ve her türlü adımın atıldığ süreç ‘öteki ile karşılaşmanın kazanımlarının’ bize ait tasavvura uygun bir dönüşüme tabi tutulmasından sonra kurgulanmıştır. Öteki ile karşılaşma dönemi diyebileceğimiz bu merhalede mevcut kazanımları edinip üstlenmek, bir ilmi ilim yapan cihet-i vahdesini tespit, konu ve mesâilindeki farklılaşma dolayısıyla yeni ilim dallarının teşekkülü ve küllî tefekkür geleneğinin vazgeçilmez bir parçası olması şeklinde tezâhür etmiştir.
Tefekkür geleneğimizin içinde yer alan ilim ehlinin, bu küllî tasavvuru idrâk etmesi ve tasavvuru teşkil eden bir duruşa sahip olması, mensuplarından söz konusu tasavvuru üstlenecek insanları/ilim ehlini yetiştirmesine bağlıdır. Bu da, içinde doğulan tasavvurun, hâli hazırda ve gelecekte üstlenilip sürdürülmesi için atılması gereken doğru adımları tespit ve tatbik ile mümkündür.
    Geleceği kurgulayacak ilim ehlinin, içinden geldiği toplumdan edindiği ortalama müktesebâtla yetinmeksizin, tedrîs ve ta‘lîm sürecinde işaret edilen ilim dallarından her birinin ‘içselleştirerek’ elde edilmesi umulan kazanımlarını ikmâl etmesi gerekir. Dil, mantık ve irfân birlikteliğinin hâsıl ettiği usûlün kazanımlarının özümsemesi, kendisinde bir küllî tasavvur ve duruşun zâtında vücut bulması bize ait tasavvurun hâsıl olmasının vazgeçilmez yoludur.
Bütünüyle Batı esaslı eğitim-öğretim değerler manzûmesinin kurgulayıp kontrol ettiği dinî eğitim; her şeyden önce bize ait tasavvuru terk etmeyi öncelemiş, ikinci olarak bidâyetten itibaren tedrîs sürecini izleyip kâmil manada içselleştirerek bir tasavvur oluşumunu imkânsız hâle getirmiştir. Bugün, gerek yaygın gerekse örgün din tasavvurunun teşekkülünü sağlayan diyanet, ilâhiyat ve kendine ait tasavvuru keşfedip sürdürememiş medrese-dergâh camiası, farkında olmadan Batı değerler manzûmesi üzerinden ve müsaade edilen sınırlar içerisinde kalan bir tasavvur üretmektedir. Üretilen ‘yeni tasavvurun’ i‘tikâdî, amelî ve zihnî anlamda ilim geleneğimize aykırı bir mahiyet arz etmesi, ötekine ait değerleri destekleyici vasfından kaynaklanmaktadır.
    İşaret edilen hususların farkında olarak yayın faaliyetlerini sürdüren Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) aracılığı ile kendi duruşumuzu ve müşterek tasavvurumuzu keşfe gayret gösteren arayışlara imkân sunmayı önemsiyoruz. Bir başka deyişle, tereddüt ve sapmaların farkına vararak seyrimize devam etmenin mutlak ihtiyacımız olduğunun idrâki içerisindeyiz. Dolayısıyla aklî, kalbî ve zihnî tekâmülü hâsıl eden usûl tasavvurumuzun öncelenmesi, malûmâtın bu tasavvura göre yorumlanması gerektiğini müdrikiz.
Yayın hayatımızın ikinci yirmi yılı içerisinde, faaliyetlerimizi kesintisiz sürdürerek geride bıraktığımız yirmi iki yılın ardından, Hadis Tetkikleri Dergisi’nin bu sayısında; hadis ilimlerinin muhtelif alanlarında ilmî, irfânî ve nazarî alanlara ta‘alluk eden ilginizi çekecek tetkiklere yer verdik. Araştırmacı ve akademisyenlerimizin müktesebâtını yansıtan tetkikler, araştırma notları, bilimsel etkinlik ve kitap tanıtımları bu sayımızda sizlerin ilgisine arz ettiğimiz içeriğimizdir.
    Makaleleriniz ve araştırmalarınızla sağladığınız destekleriniz sayesinde muhteviyâtı daha da zenginleşecek olan Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) kendini keşif gayreti içerisinde olan ilim ehlince bize iletilen her türlü talebe açık olup bütün imkânlarımızı kullanarak talepte bulunanları desteklemeye çalışacağımızın bilinmesini isteriz.
Geride bıraktığımız kesintisiz yirmi iki yıl ve kırk üç sayı boyunca Hadis Tetkikleri Dergisi’ne (HTD) destek olan, sahip çıkan, bizleri cesaretlendiren, yazılarıyla bizi onurlandıran bütün hoca ve kardeşlerimize şükranlarımızı sunarken bundan sonra da HTD’nin imkânlarının, araştırmacılarımızın hizmetinde olduğunu te’yîden ifade istiyoruz.
    Gelecek sayılarımızda görüşmek dileğiyle...
    Saygılarımızla...

İbrahim HATİBOĞLU