İdrak Dergisi’nin Haziran 2022’de yayımlanan, 2. Cilt 1. Sayıda yer alan ve Yakup Özübek tarafından kaleme alınan “Elmalılı’nın Hak Dini Kur’an Dili Tefsirinde Takvâ Kavramı” başlıklı makalenin 173. sayfasında maddi bir hata oluşmuş, yazarın gönderdiği metinde yer alan bir paragraf yayımlanan nüshada yer almamıştır. Bahsi geçen eksik paragraf aşağıda yer almaktadır. "…öncelikli olarak âyet-i kerimelerin metni, altına meali, sonrasında ise tefsir ve izah kısmı yazılacaktır. Tefsir ve izah kısmında âyetler arasındaki münasebet, sebeb-i nüzul ve kıraat hakkında bilgi verilecek, gerektiği yerde kelimeler ve dil bilgisi izahatı yapılacaktır. İtikatça Ehli Sünnet mezhebine, amelce de Hanefi mezhebine bağlı kalınması şartıyla; âyetin kapsadığı dini, şer’i, hukuki, içtimai ve ahlaki hükümler açıklanacak, âyetlerin işarette bulunduğu ilmi ve felsefi konularla ilgili bilgiler verilecek, özellikle tevhidi âyetler, ibret ve öğüt veren âyetler yeterince izah edilecek, konuyla ilgili olan İslâm tarihi olayları anlatılacaktır. Yabancı müelliflerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak yapmış oldukları tahrifatlar görüldüğü takdirde izah edilecektir. Tefsirin başına ise Kur’an’ın hakikatini açıklayan ve Kur’an ile ilgili bazı önemli bilgilerin bulunduğu bir mukaddime yazılacaktır. "
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır (1878-1942), Osmanlı Devleti'nin son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşamış, toplumun kodlarına yabancı olmayan çok yönlü bir ilim, fikir ve siyaset adamıdır. Hayatın her alanına dokunan aktif bir din anlayışına sahip olan Elmalılı, Allah-insan ilişkisinin sosyal hayata yansımalarını derinlemesine irdelemiş, bu bağın kuvvet derecesini “takvâ” ile izah etmeye çalışmıştır. Genel anlamda “Allah’ın korumasına girmek veya bu himayeyi sağlayacak davranışlar bütünü” olarak isimlendirilen “takvâ” kavramı, Kur’an’ın temel konularından biridir. Bu kavram Elmalılı’nın Hak Dini Kur’an Dili isimli eserinde de kendisine özel bir yer bulmuştur. Yerli kültürü ve İslâmî kimliği dışlayan Batılılaşma düşüncesinin revaçta olduğu, batıya sığınmanın tek çare olarak algılandığı bir dönemde, “Eskimeyen mânanın yeni dilde vücut bulduğu” bu değerli eser; yalnız Allah’a sığınmak, O’nun korumasını talep etmek gibi bir anlam döngüsüne sahip olan takvâ kavramını farklı bir bakış açısıyla sunmaktadır. Bu makalede Kur’an’ın iki yüz elli sekiz ayetine temas eden “takvâ” kavramı, Hak Dini Kur’an Dili tefsiri esas alınarak Elmalılı’nın penceresinden incelenecektir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, who lived in the last period of the Ottoman Empire and the early years of the Republic, is a versatile scholar, intellectual and politician, also he is familiar with the codes of society. Elmalılı, who has an active understanding of religion that touches every aspect of life, deeply examined the reflections of the Allah-human relationship on social life and tried to explain the strength of this bond with "taqwa". The concept of "taqwa", which is generally referred to as entering into the protection of Allah or the whole of behaviors that will provide this protection, is one of the main subjects of the Qur'an. This concept has found a special place in Elmalılı's work called "Hak Dini Kur'an Dili". In a period of time, the idea of Westernization which excludes indigenous culture and Islamic identity, was popular and seeking refuge in the west was perceived as the only solution, this valuable work, "The ageless meaning embodied in the new language"; presents the concept of taqwa, which has a meaning cycle such as taking refuge in Allah alone and demanding His protection, from a different perspective. In this article, the concept of "taqwa", which touches on the two hundred and fifty-eight verses of the Qur'an, will be examined from the perspective of Elmalılı in his book of "Hak Dini Kur’an Dili".
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Düzeltme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 3 Sayı: 1 |
idrak, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.