Nesne İlişkileri Kuramcıları, Freud’un kişilik kuramını dürtü kavramı üzerine temellendirmesini yetersiz bularak kişilik kuramlarını bebek ve nesne arasındaki ilişki üzerine inşa ederler. İlk nesnenin anne olduğunu iddia edip anne ve bebek arasındaki ilişkilerin mahiyetinin, bebeğin benlik ve zihinsel gelişimini doğrudan etkilediğini savunan kuramcılar, bebeğin gelişim evresini paranoid-şizoid konum ve depresif konum olarak ikiye ayırıp kötücül haset, kıskançlık gibi duyguların doğuştan getirildiğine ve bilinçaltında mevcut olduğuna dikkat çekerler. Türk edebiyatında kötücül kahraman yaratmadaki başarısıyla tanınan Nahit Sırrı Örik , “Eve Düşen Yıldırım” hikâyesinin de merkezine kötücül duygularla hareket eden kişileri yerleştirir. Bu durum, hikâyedeki kişilerin davranışlarının benlik geliştirme çerçevesinde yorumlanmasını, söz konusu davranışların kökeninde yatan psikolojik temellerin bulunmasını zorunlu hâle getirir. Kişileri eylemleri, bireyleşme yolunda ilk nesne olan anne ile kurulan ilişkilerden hareketle yapılacak açıklamanın önünü açar. Çalışmada Nahit Sırrı Örik’in “Eve Düşen Yıldırım” isimli hikâyesindeki kişiler, Nesne İlişkileri Kuramı ve bu kuramın öncü isimlerinden biri olan Melaine Klein’in haset, kıskançlık, saldırganlık güdülerine dair fikirleri etrafında, düşünce ve davranışların psikolojik kaynağının ben gelişimi üzerindeki etkisi bağlamında incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 27 |