Türk toplumu, son yüz elli yılık süreçte geçirdiği değişim ve dönüşümde birtakım sosyal ayrışmalara sahne olmuştur. Modernleşmeyle birlikte seküler bir hayatı benimseyerek din kurumunun yaşam üzerindeki belirleyiciliğinden sıyrılan gruplar ile modernleşmeye rağmen dinî değerlerden vazgeçmeyen gruplar arasındaki ayırım, sosyal yaşamda olduğu gibi siyasal yaşamda da günümüze gelene kadar birçok şeye yön vermiştir. Bu durumun sanat ve edebiyata olan yansımalarını da görmek mümkündür. Türk romanında olduğu gibi Türk sinemasında da sekülerler ile muhafazakârlar arasındaki farklılaşmaya odaklanan eserlere rastlanır. Berkun Oya’nın yazıp yönettiği ve sekiz bölümden oluşan Bir Başkadır dizisi sekülerler ile muhafazakârlar arasındaki ayrıma siyasi perspektiften bakmak yerine bireysel açıdan yaklaşır. Bir yanda geleneksel yaşam biçimlerini sürdüren ve dinî değerleri önemseyen kişiler ile öbür yanda seküler yaşamı benimseyen kişilerin olayları yorumlama ve açıklama farklılıkları gözler önüne serilir. Ayrıca bireylerin birbirini algılama şekilleri, benimsedikleri yaşam biçimleriyle ilişkili olarak anlatılır. “Biz” ve “onlar” ayırımına göre bireylerin birbirlerine karşı konumlanmaları neticesinde farklı bakış açıları türer. Bilhassa seküler bireylerin “öteki” konumundaki muhafazakârı tanıdıkça ona karşı düşüncelerinde değişim yaşandığı görülür. Ayrıca bireyin yaşadığı huzursuzluklara odaklanan filmde kişinin kendini tanıdıkça psikolojik açıdan rahatlayacağı mesajı verilir. Bu çalışmada Bir Başkadır dizi filminin kurgusunun merkezinde yer alan “biz” ve “onlar” ayırımı, bireylerin huzursuzluğu ve kişinin kendini “öteki”de keşfetmesi konuları incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 28 |